24 Haziranda milletvekili seçimini kazananlar mazbatalarını alır-almaz Ankara'nın yolunu tuttular.
Kimileri geleceğe uyup eli boş gitmedi Ankara'ya...
Derken ya; "Gelin evine boş gidilmez" örneği TBMM'de kayıt yaptırırken seçim bölgelerinden getirdikleri ürünlerini oradakilere ikram ettiler.
Kimi baklava getirdi.
Kimi su böreği.
Kimiler fındık, fıstık, elma-armut...
Belki şalgam suyu, keçi boynuzu, çay, incir-üzüm, Vakfıkebir ekmeği ikram edenler de olmuştur. TV'lerde, gazeteler hepsini yazmıyor/görüntülemiyor ki öğrenelim.
Keşke, daha ilk günden bu ikram işi madem reklama dönüşüyor; "ön plana çıkıp dikkat çekme heyecanı" yaşanıyor, o zaman bunu da bir programa bağlamanın yararı olur diye düşünüyorum.
Unutmamışsınızdır sanırım, önceki dönemlere ilişkin bir TBMM açılışında; birisi çiğ köfte ikramı yapmıştı. Daha başka uygulamalar vardı ama çiğ köfte ikramı belleğime en çok yerleşen olay oldu.
Artık, bu ikram işini ciddiye almalıyız.
Madem ki, güzel yurdumuzun her köşesinden seçilip gelen milletvekillerimiz var, o zaman birinin elinde baklava tepsisi gururu ile gelirken, diğerinin eli boş gelmesine, görünürde mahçup bir havada TBMM'ye gelmesine gönlüm razı olmuyor.
Ne mi yapılsın isterim?
TBMM'nin her açılışı - ilk açılışı gibi- bir bayram havasında yaşanmalı...
Yemin töreni öncesi Cumhuriyet'in ilk yıllarında çok önemsenen "Yerli Mallar Haftası"ndaki gibi ülkemin dört bir yanından gelen birbirinden nefis aromalı ürünler, meyveler için bir fuar düzenlenmeli...
TBMM'nin her açılışı böyle coşkularla bayram havasında kutlanmalı...
Böylece Mustafa Kemal Atatürk'ün uygulamaya koyduğu, heyecanı tüm yurtta yaşanan "Yerli Mallar Haftası"nın anlam ve önemi tekrar toplumsal anlamda paylaşılır.
Ne güzellikler yaşanır, bir düşünelim.
Toplumsal birliktelik pekişir.
Yeni yeni arkadaşlıklar, sevgi halkaları oluşur.
Ulusça yeni bir bütünlüğe imza atılır.
*
Ulusça yeni heyecanlara gereksinimimiz var.
Bu heyecanın odağında ulus sevgisini pekiştirecek/yoğunlaştıracak konuları bulup gündeme getirirken; ulusal eğitim birliğini sağlamak gerektiğini de unutmamalıyız. Kültür, sanat destekli etkinliklerin yaşandığı bir toplum yaratırken Cumhuriyet'in özündeki yenilikleri tazeleyerek yetişen kuşaklar yetiştirmeliyiz.
Bu yeniliklerden biri de her TBMM açılışını Ankara'da ulusal bir yerli ürünler fuarı açarak kutlamalı ve kendimize güven duygularımızı artırarak yarınlara bakmalıyız.