Artık -iyice- anlaşıldı ki, bu ülke insanına, en baştada da siyasete soyunanlara "demokrasi"nin ne olup, ne olmadığını anlatacak bir -gerçek- demokrat kişiye şiddetle ihtiyaç var.
Var mıdır böyle birisi, onu bilemem...
Çünkü, kişilikler öyle karanlık labirentlere girdi ki, orada renklerini belirlemek olası değil. Renklerini belirlesek bile; davranış ve düşünceleri var işin içinde...
Türkiye -derler ya- "insan pazarı" oldu.
Beğen-beğen al...
Söylemiyle saati saatine uymayan mı ararsın, renkten-renge giren mi?..
Ya da demokrasi konusunda yalan üzerine yalan üretip gökdelenler, mutluluk dağıtanlar mı ararsın?
Peki, neden böyleyiz biz?
Orasını sormayın!..
Çünkü, demokrasiyi kendi isteklerimize/algılarımıza göre -bireysel anlamda- yönlendirme/sevdalanma peşine takılmışız, bu tutumumuzdan vazgeçemiyoruz.
***
Peki demokrasiyi nasıl öğreneceğiz?
Kuşkusuz bugün her kişi -bireysel anlamda- kendini çıkarını düşünür olunca demokrasinin çoğulcu yanı sabotaja uğradı. Doğal olarak da bugün yaşanan sıkıntıların özünde/temelinde bu "bencillik" toplumsal bir hastalık olarak yaşanıp bugünlere gelindi.
"Rabb bana, hep bana..."anlayışı.
İşte toplumun beynini kuşatan bu bireysellik/bencillik" anlayışını kıracak; demokrat düşünceye sahip bir kimlik kazandıracak eğitim sistemini yeniden canlandırıp, uygulamaya koymak gibi çok zor bir konumda/pozisyonda bulunuyoruz bugün.
Çıkış yolu nedir diye elbette sorarsanız?
Öncelikle demokrat kişilikler yetiştirecek bir eğitim sistemi uygulamasının benimsenmesi gerekir bizce...
Bunun için de; bu uygulamayı başlatacak "demokrat siyasetçi"ler gerekli...
Bugün böyle kimlikte siyasetçi/ler yok mu?
Belki var, ama sesini yükseltmeyen; "parti disiplini" adına demokrasiyi feda eden kimliklerin varlığı bugünkü çıkmaz sokaklara sapmanın nedeni olmadı mı?
***
Yurttaşları demokrasinin ne olup-olmadığı konusunda bilgilendirmeyip; kendi düşünce ve anlayışını demokrasi olarak algılama gayretine düşen siyasetçi başka ülkelerde var mı acaba?