Tüm dünyada eşi benzeri olmayan şampiyonluk kutlamaları sonrası asli görevine başlayan Trabzonspor, sezonun ilk maçında İstanbulspor’a konuk oldu.
Karşılaşma öncesi Hamsik’in sakatlık haberi bordo-mavililer için handikaptı. Bu beklenmeyen bir durumdu.
Kim ne derse desin Hamsik, Trabzonspor için kusursuz fırtınadır!
Yani oyunun her geçen dakikalarında kendini hissettiren balans ayarıdır.
Birikim tecrübe ve de mesleğine olan saygının derecesidir.
Derken düdük çaldı maç başladı.
Yıllar sonra tıpkı bizim gibi zor bir sınavı kazanarak lige çıkan İstanbulspor mütevazi kadrosu ile sahada mücadele ederken, ortak yanımız biz ne düşünüyorsak onlarda onu düşünüyor mantığıydı.
Oyunun ilk dakikalarında Trabzonspor, gösterdiği presle oyunu da ileride karşıladı. Trabzonspor’un pas yüzdesinin yüksekliği ortaya çıkınca haliyle İstanbulspor, bordo-mavililerin kalesi önünde ilk yarı fazla görünemedi.
Bence Abdullah hoca Hamsik’in yokluğunda en ekonomik kadroyu kurmuştur, kurmakta da zorlanmamıştır.
Zira orta alanda oyuncu gurubu içerisinde bu alandaki malzemesi vardır.
İstanbulspor Cornelius’un attığı golden sonra oyun anlayışından koptu. İlk yarı bordo-mavililer yakaladığı pozisyonlarla oyunu üç golle bitirebilirdi.
Hani hep deriz adı futbol her şey var.
İkinci yarı üst üste İstanbulspor önce beraberliği sonra kim bilir öne de geçebilirdi.
Trabzonspor ise beş gol atabilirdi.
Maçın özü İstanbulspor iki kupalı son şampiyonu yenemeyeceğinde tüm camiası hissettiği halde en azından yenemiyorsan yenilmeyeceksin mantığı daha öndeydi.
Bir mantık var ki anlatmakta tüm sporseverler zorluk çekerler.
Evet, Trabzonspor şampiyonlar ligi ön eleme maçı oynayacak.
Eğer Kopenhag’ı elersek yirmi milyon avro ayak bastı parası alacağız.
Dün akşamki maçın anlattığı şudur ki; Trabzonspor’a fazla yüksek harçlı futbolcu sadece sağ ayaklı bir stoperdir ki ön libero görevinde de görev alabilsin.