İnsanoğlu kendi eliyle ve kendi diliyle acılarını yaratıyor ve dönüp onu uzun süre yaşatıyor. Buradan bakıldığı zaman insanlık tarihi aslında bir göz yaşı tarihidir.

Bu hikaye, yeni taş devrinde (neolitik dönem) insanın toprağa yerleşmesiyle başladı. Yani mülkiyet anlayışının doğması ve buna bağlı olarak biriktirme tutkusunun insanlığı teslim alması acılar tarihinin başlangıcını oluşturur.

Artık gözümüz kararmıştır, hep daha çoğun peşindeyiz ve sınırsız biriktirmenin savaşındayız.

Evet savaştayız; ego savaşları, mülkiyet savaşları, iktidar savaşları, din savaşları, egemenlik savaşları... Kişiler arası, akrabalar arası ya da devletler arası. Artık gözü kararmış bir insanlık tarihinin kahramanlarıyız.

Bir bakalım lütfen, bütün kavgalarımız, kırgınlıklarımız, tavırlarımız, küskünlüklerimiz ki hepsi farklı ölçeklerde olsa da birer savaştır. Ve hepsi; mal, mülk paylaşım, sınır, toprak, kaynak ve benzeri temellidir.

Böyle giderse ki öyle görünüyor, kendi kıyametimizi yaratacak ve savaş tanrılarının zafer çığlıklarını izliyor olacağız. Yok oluş feryatlarımız anlamsız kalacak ve savaş makinelerinin hükmettiği bu dünyanın aciz kulları olmaktan kurtulamayacağız.

***

Antik çağın savaş tanrıları olur da, modern zamanların olmaz mı? Amerika; Rusya, İsrail, İngiltere ve diğerleri Post Modern savaş tanrılarıdır. Yarattıkları savaş makinelerinin tehdidiyle oluşturdukları vahşet ekonomisi dünyayı sıkboğaz etmektedir. Ve ne yazık ki insanlık çaresizdir.

***

Kahrolsun savaş tanrıları diyerek işin içinde sıyrılamayız. Zira biz de çoktan kişisel savaş tanrılarımızı yaratmış durumdayız; “doyumsuzluk, ego ve zapt edilemeyen hırslar.” Yani kendimiz dışındakinin Amerikası olmuşuz. Bahsi geçen bu ölümcül virüsler insanların kişilik alanlarını işgal etmiş durumda. Modern zamanların bu hastalıklı kişiliği; ailemizde akrabamıza karşı, köyümüzde komşumuza karşı, işyerinde arkadaşımıza karşı, şehrimizde yabancıya karşı genelde farklı olana karşı bizi yönlendirip savaş baltalarını elimize vermiş durumda.

***

Böyle giderse;  küresel savaş tanrıları dünyayı, diğer taraftan da kontrol edemediğimiz kişisel egolarımız insanlığı yok edecek. Her taraf yangın yeri, her tarafta savaş dumanları ve dört bir tarafa savrulmuş insanlık.

***

Başımıza taş yağmadan, gözümüze toprak dolmadan; sevgiye, dostluğa, hoşgörüye, paylaşmaya dünyamızda yer açalım. Unutmayalım ki “savaşmak acı barışmak tatlıdır.”