Trabzonspor başkentten Ankara’nın bağları şarkısı eşliğinde dönüyor.
Yönetim de takımı gibi her doğan gün üzüntü ve sıkıntılarına bir yenisini ekliyor. Kader birliği yaptığı ve bu yola birlikte büyük bir heyecanla girdiği Türköz de görevi bıraktı.
Başkan Sayın Hacıosmanoğlu bu gidişle tek kalacak!
Kalan iki kalesi Ali Kemal Başaran ve Engin Hacısalihoğlu’nun sabırlarını test etmek gerekiyor. Her an her şey olabilir.
Böyle ortamlara alışık Yanal için ise değişen bir şey yok.
Göreve geldiğinden bu yana gelen gidenler onu pek entrese etmedi.
Yanal için gerçek başkan ve alacağı paradır, gerisi ise teferruattır diyelim ve maça dönelim. Daha önce de yazdığım gibi Trabzonspor kalan maçlarını en az zararla nasıl kotaracağına bakmalı. Zira bundan sonrası tufan. Ligin altı da üstü de yanıyor. Ankara temsilcisi ile aralarında bir Mersin İdman Yurdu, bir de 11 puan var. Maç, Trabzonspor açısından önemli ama..
Bordo berelilerde Mehmet Ekici, Özer ve Cardozo yoksa takım da yok. Avrupa kupalarına oynayan bir takım düşünün..
İlk yarı boyunca 5 pas yapamadı, olgun bir atak geliştiremedi. Yazık çok yazık..
Bu kadar paralardan sonra yaşanan bu hüsranın sorumluları rahat mı?
Ev sahibi takım topu ayakları yerine dirsek, omuz ve kafa ile oynayınca konuk ekip yerden kalkamadı.
Gerçi, takımınızın orta alanında Erkan, Medjani, Fatih ve Waris var ise var olma şavaşımında sınıfta kalırsınız. İleride Yatabare ve Deniz ıssız bir adada yardım bekleyen mağdurları oynadılar. Takım Ankara’ya gezmeye gitmiş gibiydi.
Maçın özeti iki duran top, iki gol. Maçın ikinci yarısının kalan 30 dakikalık bölümünde bir kişi eksik Gençlerbirliği karşısında alınan 1 puana başkan yönetim ve Yanal sevinebildi mi ?
Ben üzüldüm ve Bordo berelilere hiç ama hiç yakıştıramadıım.
Bir güzel sözle yazımı noktalayayım...
Ne formalar gördüm futbolcu yok içinde, ne futbolcular gördüm forma yok üstünde ...