Gelinen noktada Trabzonspor ne kadar da kağıt üzerinde favori görülse de karşısındaki takım 4 yıldızlı bir aslandı.
Hakem Cüneyt Çakır’ın başlama düdüğü ile birlikte sahaya daha iyi yayılan, ayağa tek top iyi pas yapan taraf konuk ekip Galatasaray idi.
Trabzonspor ise ilk yarım saatte Sarı-Kırmızıların bu oyununu bozamadı. Melo gitti, Selçuk cezalı bu Galatasaray’ın orta alanındaki gücü yarı yarıya gitti derken, akşam forma şansı bulan Bilal ve Yasin arkadaşlarını hiç aratmadılar. İlk yarının son çeyreğinde Trabzonspor silkindi ve Galatasaray’ın kalesini anımsadı. Marko Marin’in pasında topla buluşan N’Doye Muslera ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda kötü vurdu, top direğin dibinden auta gitti. Bu ilk yarıda ev sahibi ekibin yakaladığı ve kullanamadığı en önemli atağı idi. Galatasaray da Atletico Madrid yenilgisinden sonra Avni Aker’de en azından bir puan bir moral düşüncesinde soyunma odasına gitti.
Bordo-Mavili ekip ikinci yarıya ilk yarıda bıraktığı hızla girdi. Yoğun ataklarda final paslarındaki yanlışlıklar Galatasaray atağı olarak geri döndü. Oyun dengelendi. Bu arada futbolcular coştu, kale direkleri konuştu. Sotha’nın hamlelerini, Hamza hocanın hamleleri izledi.
Son sözü Onur susunca Mbia söyledi. Sonuç olarak ders alınacak bir maç oldu. Trabzonspor teknik kadro ve oyuncuları bu maçı iyi analiz edebilirlerse yarın faydasını da görürler diye düşünüyorum.