Orta alanda Atiba, kanatlarda Gökhan Töre ve en uç noktada da Cenk Tosun izleyenleri büyülediler adeta. Zaafları ise gol için çıktıklarında savunmalarındaki yetersizlikleri idi.
Trabzonspor topu kaybettiği yerde savunmasını başlatabilir ve devam ettirebilir ise bir sürpriz yapabilir diye de eklemiştim, yanılmadım.
Şota Arveladze, bir garip adam. Çok iyi futbolcu, teknik direktör olarak da analizleri, bilgi ve birikimleri çok yüksek olmasına karşın bir o kadar da mütevazi.
Maçtan önce Şenol Hoca ile yan yana iken, maç içinde kıyasıya mücadele verirken ve maç sonrası da galip gelmesine karşın saygıda kusur etmedi.
Maçtan sonra Şenol Hoca, Ali Palabıyık’ı soran spikere “Oyunumuzun hızını kesti. Ben geçen sezon bu hakemle ilgili konuştum, artık konuşmayacağım, yetkili kurulları var. Onlar değerlendirsin’’ dedi de, önünde top durmadan Gökhan Töre’nin Quaresma’ya pas verip gol olan pozisyona bir şey demedi.
Trabzonspor haddini bilerek başladığı oyununu 90 dakika boyunca sürdürdü.
Maçın ilk 10 dakikasında Beşiktaş kanat ve ortadan her türlü atağı denedi ise de Trabzonspor’un savunma kurgusundaki akıllı paylaşımı ve inadı Kara-Kartallara gol izni vermedi. Karadeniz kaplanlarının oyun disiplini, mücadele ve kazanma azmi 10 numara idi.
Şenol Hoca’nın Trabzonspor’un sağ kanat ısrarını anlayamadım. Oysa Bordo-Berelilerin zayıf halkası Constat tarafı idi. Bu sonuçta hocanın bir tercihi...
Bizim de saygı duymamız gerekiyor.
Maça kol kola çıkan maçtan sonra da aynı görüntüleri veren sporcuları yürekten kutluyorum.
Trabzonspor’un sakatları, Mehmet Ekici ve Bosingwa’nın takıma dönmesi, ayrıca nokta yeni transferler Papy ve Marin’in takıma katılmaları ile hem mücadele hem de görsel anlamda daha iyi bir Trabzonspor sahalara dönüyor.. Avni Aker yeni heyecanlara gebe gibi... Sıra taraftarda...