İngiltere Kraliçesi, kendisine bağlı bir Afrika ülkesini ziyaretinde köyde su şebekesi olmadığını, kadınların uzaktaki bir su kaynağından taşımak kaydıyla ihtiyaçlarını karşıladıklarını görüyor. Derhal emir veriyor, köye su şebekesi döşeniyor. Ne büyük bir medeniyet göstergesi değil mi?
Bir gün köyde sular akmıyor, borular kırılmış. Hemen tamir ediliyor ama birkaç gün sonra yine boruların kırıldığı görülüyor. Araştırdıklarında boruları köyün kadınlarının kırdığı anlaşılıyor.
***
Amerikalı psikolog Abraham Maslow 1940’lı yılların başında ortaya koyduğu ihtiyaç hiyerarşisi teorisi ile psikoloji biliminde önemli bir adım atmış. Maslow piramidinin her bir ihtiyaç kategorisi bir kişilik gelişme düzeyine karşılık gelir. Birey, bir kategorideki ihtiyaçlarını tam olarak gideremeden bir üst düzeydeki ihtiyaç kategorisine, dolayısıyla kişilik gelişme düzeyine geçemiyor.
İnsan psikolojisi ile ilgili çalışmalarda ciddi bir dayanak olan bu teori sinir bilimcilerin son yıllardaki çalışmaları ile şekil değiştiriyor. Buna göre Maslow’un piramidinde ortada olan, aidiyet, sevgi, kabul görme gibi sosyal ihtiyaçlar, nefes alma, yeme-içme, uyuma gibi fizyolojik ihtiyaçların arasında giriyor. Yani insanın “sosyalleşme ihtiyacı” artık hayati bir önemde. Öyle ki sosyal olamamanın yarattığı acı hissinin beynimizde harekete geçirdiği bölgeler ile fiziksel bir acının beynimizde harekete geçirdiği bölgeler benzerlik gösteriyor.
***
Afrika’nın o köyünde kadınların boruları kırması işte tam da bu nedenden. Çünkü kadınlar su temini için uzaktaki kaynağa gidip gelirken “sosyalleşme” ihtiyaçlarını karşılıyorlardı. Bilim insanlarının ancak son yirmi yılda ortaya koyabildiği bu “temel ihtiyaç” yıllar yıllar önce Afrikalı kadınlar tarafından İngiltere Kraliçesi’nin önüne veri olarak sunulmuş.
Peki Trabzon’da yaşayan kadınların durumu farklı mı? Tabii değil! Burada da kadınlar en az erkekler kadar, erkeklerle eşit şartlarda sosyalleşmek istiyor. Neye dayanarak mı söyledim? Geçtiğimiz hafta boyunca katıldığım bir eğitimde konu toplumsal cinsiyet eşitliği idi. Kadın Erkek Birlikte Sosyal Eşitlik Derneği tarafından Trabzon’un dört pilot ilçesinde başlatılan Kalıcı İzler projesinin eğitimleri, pilot ilçelerin yetkilileri ile Valilik, Büyükşehir Belediyesi ve Ortahisar Belediyesi’nden katılımcılarla gerçekleşti. Konunun uzmanları, belediyelerde konu ile ilgilenen personeller ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri sahayı ele aldılar.
Konu ayrıntılı, uzun bir rehabilitasyon ve yenileşme sürecinden sonra Trabzon’da kadın ve erkeklerin sosyal eşitliğinden bahsedebileceğiz. Konuya duyarlı kişiler, yöneticiler ve belediyeler “Nereden başlayabiliriz?” diye düşünürlerse işte bütçeleme… Hizmet verdiğiniz çalışanın, seçmenin, vatandaşın kabaca yarısını kadınlar oluşturuyor. Elinizdeki kaynakları, ek kaynağa ihtiyaç duymadan, sadece hizmet etki analizi yaparak kadın ve erkeklere eşit uygunlukta kullanabilirsiniz. Biliyorum ki Trabzon’daki hiçbir belediyenin bütçesi İngiltere kadar yok; boşuna boru döşemek istemiyorsanız cinsiyete duyarlı bütçelemeyi bir araştırın derim!
EĞİLMEDEN VE ÇİĞNEMEDEN…
Dün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü idi. Kamunun haber alma hakkına hizmet etmek için gece gündüz her şart altında sahada olan gazeteciler, ülkemizde belki de en zor mesleklerden birini icra ediyor.
Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) 2021 raporuna göre en az 67 medya çalışanının cezaevinde bulunduğu Türkiye “Dünya’da en fazla gazeteciyi cezaevine gönderen ülke” oldu.
Maddi tatminin ulusaldan yerele indikçe neredeyse kaybolduğu, toplumsal sorumluluğunun ise arttığı bu mesleği icra etmek ancak aşkla yapılabilir. Bugün 1 ila 1,5 lira arasında satılan yerel gazeteler dolu içerik, göze hitap eden bir sayfa tasarımı ve kaliteli baskıdan gün geçtikçe uzaklaşıyor.
Hayat kalitemizi, mesleki tatminimizi ve kimi zaman özgürlüğümüzü kısıtlayan bütün bu zorluklara rağmen, kalemini satmayan, kimsenin önünde eğilmeye ama kimsenin de üzerine basmadan varlık gösteren bütün meslektaşlarımın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü tebrik ediyorum. Her sene dillendirdiğim gibi; daha güzel günlerde kutlamak dileği ile…