Son zamanlarda yalnız uyanıyorum. Lekeli gözyaşlarım yastığımı ıslatmış. Kelimelerim serbest kalmış. Duygularım kendinden büyük işler başarmış. Ruhum varlığından bir haber ancak içime işlemiş artık. Acılarım teker teker bedenimi terk etti. Huzur kendini ele vermeye başladı. Kalbim yeni ve hiç bilmediğim bir şekilde atıyor.
Aşina olduğum bir müzik çalıyor kulaklarımda. Kahkahalar, sesler susmuş yerini huzurlu bir sessizlik almış. Gerçeklerim gün yüzüne çıkmış ve korkularımı yenmiş. Karanlık odama bir aydınlık gelmiş. Küllerinden doğmak bu olsa gerek. Sürükleniyorum nereye olduğunu bilmeden. Ama yakmıyor canımı, yaram artık kapandı. Umut birikiyor boğazımda ancak sesimi kesmeden. Özlemlerim, nefretlerim artık serbest. Gözlerim bir başka bakıyor sana, dünyaya‘ya. Yaşamaya değer yine de. İçimde ki boşluk doldu artık.
Çocukluğumla ayrıldığım sınırdayım. Yüreğimin acısı sönmüş küllere dönüşmüş. Ölü bedenime can doğuyor ruhum yerine geliyor. Neyin huzur bu? Nedir bu kadar acımı sona erdiren bu yüce güç. Yükseliyor bedenim. Bulutların arasından geçiyorum. Bir ışık huzmesi yaklaşı- yor yanıma. Gözlerimden akan yaş mutluluktan sebep. Nahoş bir koku sarıyor etrafımı. Sararmış yüzüme renk geliyor, kalbim fırlayacak gibi atıyor. Bardağın dolu tarafı derler ya hani işte şimdi oradan bakıyorum sanki. Geç mi kaldım?
Yeşil bir yer burası, şelaleler, güneş en tepede. Ölüm huzurdur belki demiştim ya. Üzgünüm. Ölüm huzurmuş meğer. Sağduyumu ve kontrolümü kazanıyorum. İçim ve dışım beni var ediyor. Bir bulutun üstündeyim. Kendimi yukarıya çekiyorum. Ben bu dünyada yaşadım. Yaşamadan ölmezmiş insan, aynaya bakmadan göremezmiş kendini. Savaşçı bedenim ağladı, kanadı ama yılmadı. Artık dünyam hayallerim kadar sonsuz, bir kuş gibi özgür. Ben artık gidiyorum. Huzura kavuşuyorum