Bizim çocukluğumuzda ramazan yaklaşınca tatlı bir heyecan başlardı. Babalar eve kumanyayı bol getirir; anneler de ramazan hazırlıklarına başlardı. Özellikle akşam ezanı demek şölen zamanı demekti bizim için. İftar öncesi komşulara yemek gönderme yarışı çocuklar için bir görevdi. Köyün en serin suyundan alınan su ve elde yapılmış çeşit çeşit yiyeceklerle donatılmış ramazan sofraları. Bizim çocukluğumuzda herkese bir görev düşerdi. Ramazan hoş görüydü, paylaşmaktı, yardımlaşmaydı ve bu mübarek ayı severek, bekleyerek yaşardık.
Çokça duyuyoruz nerde o eski Ramazanlar. Çünkü bizim çocukluğumuzda ki gibi on bir ayın sultanının geliş coşkusu yansımıyor sokaklara. Yeniden renklendirmiyor dünyamızı. Sofralarımızda serin göze sularının yerine kapitalizmin şurubu (Cola) boy gösteriyor artık. Kardeşliğimiz pekişmiyor, gündelik hayatımıza tesir etmiyor Ramazan.
Keşke sinemize yerleşen, umut dolu, sevgi dolu, saygı dolu ve merhamet dolu bir ay olsa bizlere… Yeniden hatırlatsa insanlığı, sevgiyi, saygıyı ve en önemlisi duyarlı olmayı.
Ey oruç! Önce kalbimize gir orada yer edin. Vicdanımızın yansıması ve sesi ol. Ağzımızı, elimizi ve gözümüzü; bütün kirliklere, kötülüklere kapadığımız gibi kendimiz tüm çirkinliklerden uzaklaştır bizi. Dünyevi heveslerimizi, arzularımızı dizginle. Aşırılıklardan koru, yol göster, bütünleştir bizleri. İbadetle, götür bizi ilahi aşka. Aşkla ve şevkle tutalım seni, isteyerek ve severek.
Ey oruç tut bizi! Tut ki boşluğa düşmeyelim, Sevelim, koruyalım kendimizi. Uzaklaştırsın bizleri karanlıktan. Yol ol bize, göster nurunu sahurda, iftarda güzel gönüllere. Çağlar sular gibi gönüllerimiz coşsun. Allah’ı analım, onunla hemdem olalım.
Ey oruç, tut bizi! Ellerimizi dünyanın kalbinden çekelim artık. Susayan gönülleri iftarda suyla buluşturalım. Gözyaşı dökelim, sinelere dokunalım. Filistin’e, Doğu Türkistan’a ve dünyanın bütün mazlumlarına yardımcı olalım, değiştirelim yıkılmış hayalleri. Dünyanın gözü önünde katledilen, yok edilen, hayatta kalanlarının hasta ve aç bırakılan yetimlerin yardım etme, acılarını gönlümüzde hissetme olgunluğu ver bizlere.
Ey oruç, tut bizi!
Yardımcı olalım, birbirimizin farkına varalım, güzellikleri yaşayalım, yaşatalım. Sen olmazsan zengin nereden bilecek açlığı, fakirin farkına nasıl varacak. Oruç tutmanın aç kalmak olmadığını anlayalım, anlatalım.
Ey oruç, tut bizi! Yemeden, içmeden oruç tutmak kolaydır, asıl önemli olan içimizdeki kin, nefret, intikam, öfke, şiddet orucu tutmaktır, onu bilelim. Bir perde çekelim düşmanlıkla aramıza, kötü maziye. Anmanın, düşünmenin, yad etmenin orucuyla da hemdem olalım. Sabitleyelim hafızamızı, ne bir adım öne alalım oruçtan, ne bir adım sona. Dolu dolu yaşayalım seninle. Bizi kötülüklere karşı koru, siper ol cehalete, kötülüklere karşı gül olalım, dünyada ezilen mazlumlara ışık olalım, umut, olalım, iftar olalım, sahur olalım ve bayram olalım.
Ey oruç dünya telaşının içinde şahitliği sahiplikle karıştıran karıştırdıkça dağılan, kendine yabancılaşan, rotasını şaşırıp istikametini ve geleceğini yitiren ruhlarımız… Ruhumuza esenlikler getir. Üç kıtaya adaletle hükmetmiş asil bir milletin torunları olarak milletimize, devletimize güç ol, kuvvet ol, dünya milletlerin vicdanı olma yolunda karakterimiz ol.
Ey oruç, tut bizi ki kaybolan değerlerimiz adalet, irfan, ahlak, samimiyet, dürüstlük, sadakat ve ahde vefa gibi hasletlerimiz geri gelsin. En güzel terazi vicdanlarımızın pası silinsin. Yaşadığımız sürece istikamet üzere olalım, kabir kapısından girip cennette buluşalım.
Ey oruç tut bizi! Koru bizleri, iyilik ve hoşgörü kanatlarını insanlığın üzerine aç. Kötülüklerden uzak tut bizleri. Bu vesile ile Ramazan ayınızı tebrik ediyorum. Günahlardan kurtulmuş ve Rabbimizin rızasını kazanmış olarak, dünya mazlumlarının da huzura kavuşması dileğiyle herkese iyi Ramazanlar.