Kızlar Manastırı ve Trabzon Akvaryum...
Turizm son yıllarda özellikle Ortadoğu ve Arap yarımadasından gelenler ile Doğu Karadeniz Bölgesi’nde başta Trabzon olmak üzere diğer şehirlerde büyük bir ivme kazandı, gelişme gösterdi. Tabi geçtiğimiz 2 yılda yaşanan pandemi, turizmdeki artış hızını biraz olsun etkiledi.
Bacasız sanayi durumunda olan turizmden Doğu Karadeniz Bölgesi muhteşem doğası ve tarihi eserleri ile pay almaya çalışırken, doğal güzellikleri ile özellikle Arap turistleri çok etkiledi. Bölge Arap turizminin
adeta çekim merkezi oldu. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde turizm denince akla ilk önce Trabzon ve Trabzon’un sahip olduğu tarihi ve turistik yerler geliyor. Bir çırpıda akılda kalan mekânlar Sümela Manastırı, Uzungöl, Ayasofya Camii, yaylalar. Trabzonspor da şehrin ve ülkenin tanıtımına yıllardır büyük katkı verirken, bu yılki başarısı ile bu katkıyı zirveye taşımış durumda. Bundan şehir iyi yararlanmalıdır.
Yazımın 2. paragrafın da turizmde destinasyonların artırılması gereğinden bahsetmiştim. Yani şehre gelen yerli ve yabancı turistler şehirde daha çok zaman geçirmeli, daha çok yerler görmeli. Bu durumun şehir
ekonomisinin gelişmesine büyük katkı sağlayacağı aşikâr. Turizmde destinasyonları artırmalıyız. Elimizde bulunan değerleri turizme kazandırmalıyız. Şu anda turizmde yeni mekân olarak elimizde şehrin merkezinde Boztepe’nin yamacında bulunan Kızlar Manastırı bulunuyor. Kızlar Manastırı geçtiğimiz yıllarda Trabzon Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edildi. İçinde çeşitli etkinlikler düzenlendi.
Ama tam anlamı ile turizme kazandırılamadı.
Çünkü Kızlar Manastırı bulunduğu alan içinde irili ufaklı birçok ev ile çevrelenmiş durumda. Manastıra ulaşım iki aracın bile yan yana geçemeyeceği bir trafik keşmekeşliğine ulaşmış durumda. Öyle ki turist kafilelerini taşıyan tur otobüslerinin Manastır’ın kapısına kadar gelmesi söz konusu bile değil. Bu turizm sezonundan geçti, ama gelecek yılki turizm sezonuna kadar Kızlar Manastırı’nın etrafını saran yapılar bir
an önce yıkılmalı ve güzel bir peyzaj çalışması ile turizme kazandırılmalı.
Orada yaşayan vatandaşlar da bunun bir an önce yapılmasını istiyor. Bu yapılırken Manastır’ın yamacına kurulduğu Boztepe de artık daha çağdaş bir görünüme kavuşturulmalı. Boztepe için düşünülen, hep dile getirilen projeler bir bir hayata geçirilmelidir. Çünkü bahsettiğim bölge şehrin aynası niteliğinde. Trabzon’a gelen yerli ve yabancı turistler ilk olarak Boztepe ve Kızlar Manastırı’nı görüyor. Nasıl Ayasofya Camii’nin etrafı uygulanan kentsel dönüşüm ile bambaşka bir görüntüye dönüştürüldüyse, Kızlar Manastırı’nın etrafı da bu şekilde bir görünüme kavuşturulabilir. Yapılması çok zor bir şey olduğunu düşünmüyorum.
Yeter ki istensin.
Turizmde destinasyonlar sadece tarihi eserlerin turizme kazandırması ile olmuyor. Yeni mekânlar yeni yapılanmalar da çeşitliliğin artmasında önem taşıyor. Bunlardan biri geçtiğimiz günlerde hizmete açılan
Trabzon Akvaryum, diğer adı ile Tünel Akvaryum. Bu güzel eser Ortahisar Belediyesi tarafından şehre kazandırılırken, deniz şehri Trabzon’un bir eksikliği de giderilmiş oldu. Şehre gelenlerin, uğrak yerlerinden biri
de artık Trabzon Akvaryum olacak. Yapımında emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Ama bir an önce Trabzon Akvaryum’un yanına buraya gelenlerin dinlenebileceği, yemek yiyebileceği mekânlar yapılmalı. Trabzon Akvaryum çok güzel ama buranın gezilip görülmesi özellikle çocuklara gezdirilmesi çok önemli. Bunda en büyük engel ise akvaryuma giriş ücretleri. Daha şimdiden giriş ücretleri tartışılmaya başlandı.
Bu ekonomik şartlarda belirlenen ücretler vatandaşlar tarafından yüksek bulundu. Sanırım Ortahisar Belediye Başkanı Sayın Ahmet Metin Genç’in kulağına bu durum gitmiştir. Sayın başkan en kısa zamanda akvaryum giriş ücretleri konusunda yeni değerlendirme yapacaktır.