BİR SEZONA BEDEL 90 DAKİKA!

Gerçekten hem Trabzonspor, hem de Beşiktaş taraftarlarının nefeslerini tutarak izleyecekleri, kalp sorunu olanların ise uzak durması gereken bir 90 dakika oynanacak bu akşam Akyazı Arena’da…  Evet bir yanda ligde şu anda en yakın rakibinden 5 puan öndeki Beşiktaş, diğer yanda ise ilk yarıda tel tel dökülen ve topladığı 18 puanla taraftarına kapkara günler yaşatan ama ikinci yarıdaki muhteşem grafiği ile Süper Ligi hallaç pamuğu gibi atan Trabzonspor…

Bu akşamki maç Bordo-Mavili takım için mutlak kazanılması gerekiyor. Çünkü hiç umudu yokken, büyük çıkışının ardından gelecek sezon UEFA Avrupa Ligi’nde oynayabilme umudunu artık beyninin her hücresinde duyumsuyor. Beşiktaş karşısında alınacak 3 puan, bu önemli hedef için belki de kırılma noktası olacak. Kazanan Trabzonspor, Antalyaspor maçına da yüksek moral ve özgüvenle çıkacak. O maçın da zaferle bitmesiyle birlikte Avrupa yolu sonuna kadar neredeyse dikensiz gül bahçesi gibi önünde uzanacak.

TRABZONSPOR İÇİN ÇOK ÇOK DAHA ÖNEMLİ BİR 90 DAKİKA

Trabzonspor’un kaybetmesi demek, son 10 haftada aldığı 8 galibiyet ve 2 beraberliği önemli oranda anlamsızlaştıracak. Bunun sebebi de kalan haftalarda umudu azalacağı için konsantrasyon sorunu yaşayacak ve büyük ihtimalle de UEFA Avrupa Kupası için kurduğu hayallere veda etmek zorunda kalacak. Bordo-Mavili ekibin böylesine kritik bir aşamada beraberliğe bile tahammülünün olmadığının da altını çizmek gerekir diye düşünüyorum. Bunun için hayati bir maç oynayacağının bilinciyle sahada nesi var nesi yoksa ortaya koyacak.

Beşiktaş’ın şu andaki durumu itibarıyla yenilgi alması veya berabere kalması halinde çok büyük bir kayıp vermeyecek. En çok takipçisi takımlar kazansa da aradaki puan farkı azalacak. Sonra o puan farkını açma ya da koruması mümkün olabilecek. Ancak kazanması demek, belki de şampiyonluk yolundaki en önemli engelin ortadan kalkması anlamına geliyor ki, bu da Siyah-Beyazlıların zafer şarkılarını erken söylemesine neden olabilecek. Bu nedenle de rakip de oyun kurgusunu temkinli atak üzerine oluşturacak.

İKİ FARKLI FUTBOL KÜLTÜRÜNÜN MÜCADELESİ

Bu akşamki karşılaşma Süper Ligde şu anda en iyi futbolu oynayan iki takımın da maçı olması itibarıyla umut veriyor. Yani tribünlerde yer alacak 40 bin civarındaki futbolsever de, ekran başındakiler de sanırım sezonun en zevkli 90 dakikasına tanıklık edecek. En azından öyle olması gerekir diye tahmin ediyorum ama futbolun sürprizlerine de her zaman hazır olmakta yarar var. Yani birbirini kilitlemeye çalışacak iki takımı izlemek zorunda kalırsak bu kez de sıkıcı bir oyun ortaya çıkabilir. Ben yine de birinci şıkka daha fazla şans veriyorum. Beşiktaş topu ayağa oynayan, çok pas yapan ve yerleşik hücumla birlikte rakibi yorup, gerektiğinde derin toplar, gerektiğinde kenar organizasyonlarla birlikte sonuca gidiyor. Bunun yanında orta alandan sürpriz oyuncularıyla şut denemeleri, üçgen ve verkaçlarla da çok sayıda gol buluyor.

Buna karşılık Trabzonspor, özellikle birinci ve ikinci bölgelerde rakibe biraz da sertlik yaparak, kazandığı toplarla birlikte hızlı hücumu tercih edip sonuç üretme çabası gösteriyor. Rakibin oyununu bozabilirse ve bunu 90 dakikaya yayabilirse kazanmayı başarıyor ki, ikinci yarıdaki maçları arasında Çaykur Rizespor hariç diğer karşılaşmaların büyük bölümünde bu noktada etkin oldu. Ersun Yanal’ın oyun stratejisinde topla çok oynamak yok. Kazanılan topların hazla ve en etkili bir şekilde rakip ceza alanında forvetlerle buluşmasına yönelik oyun anlayışı çabuk ve hızlı kanat oyuncularıyla birlikte vücut buluyor. Bu maçta da büyük ihtimalle bu plan dahilinde sahada takımının sonuç üretmesini isteyecektir.

TARAFTARA BÜYÜK  GÖREV DÜŞÜYOR

İkinci yarının en formda takımlarının başında yer alan Trabzonspor’un kazanmaya daha mecbur olması, yeni stadı Akyazı Arena’da hem tribün atmosferi, hem de kazanma alışkanlığının yarattığı özgüvenle galibiyete daha yakın durduğunu düşünüyorum. Beşiktaş’ın da bu stattan elinin boş dönmesini tabii ki çok istiyoruz. Bordo-Mavililerin bu maçtaki en önemli handikaplarından birinin ise Şenol Güneş gibi bu kenti, takımı ve camiayı çok iyi tanıyan bir isme karşı da mücadele verecek olmasıdır. Kaldı ki isminin verildiği komplekse ilk kez profesyonelce bir mücadeleye çıkacak olan Şenol Güneş’in tribünlerden göreceği sevgi de Beşiktaş oyuncularını motive edebilir.

Bunun için de sevgiyi biraz ölçüsünde göstermenin yararına inanıyorum. Yani, ‘Dostluk başka, iş başka’ anlayışının tribünlere yansıması gerektiğini düşünüyorum. Taraftarlara bu sezonun maçında büyük görev düşüyor. Bordo-Mavi renklere gönül verenler hem nitelik, hem de nicelik açısından kendilerine yakışanı yapmalı… Yani seyirci rekoru bu maçta kırılmalı ve bir kezliğine mahsus değil, 90 dakika boyunca desibal doruğa çıkmalı… Takım mağlup duruma düşse de tribünler asla küsmemeli… Taraftar unutmamalı ki, sahadaki futbolcuların kendilerine asıl ihtiyaç duyduğu an moral bozukluğu yaşadıkları süreçtir. Bu süreçte de onların en önemli gücü tribünlerdir. Tribünlerde oturanlar bunun farkına varırsa gerçek taraftar kimliği kazanmış olurlar.

Sonuç olarak dileğimiz Trabzonspor’un ikinci yarıda başlattığı tarihi yürüyüşünü kesintiye uğratmadan sürdürmesi ve Trabzon’da tam 5 yıldır kaybetmeyi unutan Beşiktaş’a da efsanenin ayak seslerini yeniden hatırlatmasıdır. 

En azından umudumuz bu!