Bu takımın bir pivot santrforu olsaydı, Gallen’i deplasmanda yenmek hiç de zor olmayacaktı. İlginç bir şekilde, "satılabilir" denilen Bardhi, Mendy, Orsiç ve Enis dörtlüsünden oluşan bir ilk 11 ile maça çıktı Abdullah Avcı. Dragus, Lunstram ve Trezeguet’i ise yedekte tutarak maçın gidişatına göre bir oyun şablonu oluşturmuştu. Aslında bu kadro ile Avcı, Gallen tarafından dahi ezberlenmiş olabilen o stabil kadro yapısını değiştirmiş oldu. Hem de fizik ve kondisyon bakımından yetersiz gördüğü as oyuncularını yanında tutarak sonuca yönelik hamleler yapmayı düşündü.

Enis, haftalar sonra pivot santrfor olarak çıktığı ilk 11 maçında çok sönük kaldı ve yerini bir türlü dolduramadı. "Bırakın bu gençler oynasın" diyenler hala aynı teranede olacaklar mı, bilmiyorum. Yalnız, Avcı'nın bir önceki tur maçlarında UEFA listesine bile almadığı Orsiç’i asıl mevkiinde ilk 11’e yazması, insanın aklına ilk önce "satabilmek için piyasa yaptırıyor" sözünü getirdi. Fakat maç içerisinde gördük ki Mendy ve Saviç ile birlikte gecenin yıldızıydı. Taraftarların haftalardır "satılsın, oynayamıyor" dedikleri Denswill, dün akşam herkesin yüzünü morarttı.

Uzun zaman sonra ilk kez Trabzonspor'u bu kadar kompakt ve üretken bir futbol oynarken gördük. Abdullah Avcı, kim ne derse desin, bu işi biliyor. Dün akşam dikkatimi çeken önemli bir konu da defans yapısıydı. Futbolu önce defanstan okutan Abdullah Avcı, taş gibi bir defans oturtmuş. Gallen takımı, daha dört gün önce Galatasaray’ın yenildiği Young Boys takımına dört gol atmış ve gol yememişti. Böylesine bir rakibe karşı Uğurcan Çakır, son zamanların en rahat maçını oynadı. Şundan eminim ki Trabzonspor emin adımlarla ilerliyor ve Abdullah Avcı, Konferans Ligi'ne kalamasa bile ligde fırtına gibi esen bir Trabzonspor izlettirir.