Trabzonspor’un kazanamazsa sıkıntıya gireceği bir maçı kayıpsız atlatarak haftayı üç puanla kapatması elbette önemli de, bence ondan da önemlisi Yusuf’u kazanması.
Dün akşam Trabzonspor’un en etkili futbolcusu genç Yusuf’tu.
Sağda oynadı, solda oynadı , geri geldi top çıkardı,
Top getirdi, orta yaptı, araya bıraktı..
-Peki ne yapmadı?
Bir gol atamadı, o nu da atacaktı top gitti direğin içinden döndü..
Yusuf artık sürekli oynamalı.
Çünkü hem Trabzonspor hem de Türk futbolu çok iyi bir futbolcuyu kazanmanın eşiğinde.
Tabii henüz hiç bir şey olmadığını, bu şekilde devam ederse olacağını aklından çıkarmazsa.
Yoksa örnekleri bol miktarda olduğu gibi iki övgüyle havaya girer de “Ben artık oldum “derse, öyle bir damdan düşer ki rahmetli çıkıkçı Kadir olsa toplayamaz parçalarını!..
Maça gelince.
Trabzonspor 4-2-3-1 dizilişiyle oyuna temkinli başladı.
Karabükspor ise erken bir gol bulup kontratak silahlarını devreye sokmak arzusuyla çok adamla saldırmaya çalıştı.
Ancak oynamaktan çok birbibirini gözleyen bu futbol anlayışı ortaya tatsız, tuzsuz bir ilk yarı çıkardı.
Trabzonspor ikinci yarıda özellikle Aykut-Colman değişikliğinden sonra oyuna ağırlığını koydu.
Bunda Karabükspor’un ilk yarıdaki diriliğini kaybedip oyundan düşmesinin de rolü vardı.
Derken dakikalar 78 i gösterirken günün sesi soluğu çıkmayan ismi Henrique topu Karabük filelerine göndererek galibiyete ilaç gibi ihtiyacı olan Trabzonspor’a üç puan getirdi...
Bir galibiyetle her şey dört dörtlük olmaz elbette.
Ancak, en azından zaman kazandırır.
Bir de Limasol’dan iyi bir sonuç gelirse..
Yöneten de, oynatan da,oynayan da seyreden de bir hayli rahatlar..
Bu arada idmanlı bir Janko bu takımda yararlı olur.
Zira artık sağdan soldan top gelmeye başladı..