Bilinçli bir toplum bilinçli bireylerle ancak sağlanabilir. Anadolu gibi gözde bir vatanda hem sakini hem de sahibi olarak oturmak çok önemli bedeller ister. Plan ister, program ister, disiplin ister, gayret ister, vefa ve bilinç ister.
Bilinçsiz bir şekilde kitleleri, şahısları takip etmek, toplumda iradenin olmadığının kanıtıdır. Kitleler bir amaca odaklandıkları zaman iradelerini topluluğun emrine bıraktıralar. Geçmişini unutup, geleceğini iyi okuyamayan toplum bilinçsiz bir toplumdur. Kişiliğini, kimliğini bilen gerektiğin de sorgulayan, gelecekle ilgili planları olan, o planlara sadık kalınan kişilerden oluşan toplum sağlıklı bir toplumdur.
‘En iyi toplum, bilinçli üreten ve tüketen toplumdur.
Toplumun bilinçli olup olmadığı sürekli tartışma konusudur. Ne kadar bilinçliyiz, etrafımızda olup bitenlerin ne kadar farkındayız. Nelere tepki gösteriyoruz ya da göstermiyoruz. Kısaca bu konu üzerinde kafa yoralım. Nedir toplum bilinci dediğimiz olgu.
Öncelikle bilinçten maksadımız; insanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneğidir. Bir başka deyişle bilinç, kişinin çevresinde olan bitenleri fark etmesini sağlayan, gerçekliğin farkına varma yetisidir. Bilinç, hem bireysel, hem de toplumsal dünyanın gerçeğini bilmek, onu hissetmek, toplumu değiştirmenin, iyiye güzel ve fıtrata uygun olan yönlendirmektir.
Şuur ve bilincin olmadığı toplumlarda; birisi koşun derse kitleler koşar; birisi durun dediğinde de kitleler durur. Onlar niçin koştuklarını ya da niçin durduklarını bilmezler. Kitle olmak toplumsal olarak bir güç, bireysel olarak da yok oluştur. Aynı zamanda kitleler, birileri tarafından kasıtlı olarak bir alana yönlendirildiğinde ise büyük bir tehlike oluştururlar.
Çünkü kitleleri yönlendirmek ve yok etmek; bireyleri yönlendirmek ve yok etmekten çok daha kolaydır. Kapital yapı, ağzı bağlı bir çuvala doldurulmuş kitleleri, satın aldıkları liderin sırtına yükleyerek istedikleri gibi yönlendirmeyi bir sistem hâline getirmişlerdir.
Kalabalıkların aklı tek bir akla dönüştüğü için, insanalar tek akıl, tek tip olmakta, tek akıl ve tek tip insanların neyi yapıp, neyi yapamayacakları tahmin edildiği için onları mağlup etmek de çok kolay olmaktadır.
Yığınlar içinde şahsiyet yakalamak zordur. Kalabalıkta yığın hâline dönüşen insanlar, düşünceyle değil komutla hareket ederler. Bu nedenle onların iradeleri olmaz. Kalabalıklar koroya benzer. Koroya katılan kişinin sesinin güzel olmasının bir anlamı olmaz, orada kişiden beklenen, koraya güzel ayak uydurması, koranın ritmini bozacak hareketlerden kaçınmasıdır.
Olaylar karşısında, zamanında ve yerinde tepki verebilmek, toplum içinde doğru olanı desteklemek, yanlış olanı engellemek, toplum yaşamında çeşitli katılımcı çalışmalara etki yapmak, seçimlerini bilerek ve sonrasında neler olabileceğini düşünerek yapabilmek, toplumdaki gidişattan sorumluluk duyabilmek bilinçli toplumun özelliklerindendir.
Bu saydıklarımızı bizim toplumumuzda görme oranımız düşüktür. Türkiye’de toplumsal sorumluluk katılım oranı düşüktür. Bunun sebebi de bilgi ile bilinç arasındaki farktır. Sivil toplum örgütlerine katılım ve STK’ların toplum üzerindeki etkisi bunun göstergesidir.
“Bilgili olmak”, çok kısa ve yüzeysel anlamda bir konuda bilgi sahibi olmaktır. Kişinin kendisine, yaşantılarına, çevresine, öteki kişilere, bir bütün olarak içinde yaşadığı dünyaya ilişkin farkındalığı, yaşanan deneyimlerden kendiliğinden doğan farkında olma haline “bilinç”, bilinçli olma hali de farkındalıkta olduğumuz davranışsal halimizdir. Sahip olduğu bilginin ne olduğunu, nereden geldiğini, neyin ve kimin amacına hizmet ettiğini bilmektir. Bilinçli insan; neyi neden yaptığını bilen, neye ve kime hizmet ettiğini düşünen insandır.
Bilinçli toplum; nereye gittiğini düşünen, yanlışlardan hesap sorabilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirendir. Atalarımız ne güzel demiş: “İlim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir, Sen kendin bilmezsen bu nice okumaktır.”
Bilinçli insanın ilk eğitim ortamı “bilinçli ailedir.” Bilinçli aile, çocuğunun nasıl geliştiğini merak eder, araştırır, öğrenir. Toplum sorunlarını izler, bilir, değerlendirir.
Bu aile kültürle iç içedir. Evlerinde kitap okunur, her konu konuşulur, tartışılır, araştırılır uygar biçimde ailede herkesin söz hakkı vardır. Bilinçli fertler bilinçli aileleri; bilinçli aileler bilinçli toplulukları, bilinçli topluluklar da bilinçli millet ve devletleri oluştur.
Son olarak yeni bir yol açarak idrak sahibi kişileri bilinçlendiren öncü kişilerin sayısının hızlı bir şekilde artırılması geleceğimiz için çok hayırlı olacaktır.
Bilinçli bir toplum dileklerimle…