Uzun bir aradan sonra Trabzon sokakları bir maç öncesinde adeta bayram şenliğini yaşıyordu dün.. Taraftarlar Bordo-Mavi kaşkol, bere ve bayraklarla kentin en işlek caddelerinde turluyor, Atatürk Alanı’nı gönül verdikleri renklerle süslüyordu. Maçın başlamasına az bir süre kala bile oluşturulmuş olan stantlarda passolig alabilmek için kuyruklar dikkat çekiyordu. Bu tablo kuşkusuz Trabzonspor’dan harika bir futbol resitali görmekten, ya da görkemli bir skora imza atmasını beklemekten kaynaklanmıyordu. Taraftar, Hüseyin Avni Aker Stadı’nda yaratılan büyük tarihin ardından bu kez de yeni adres Akyazı’da bir ilke tanıklık etmek istiyordu. Ancak maça gidenler, güzel bir futbol ve nefis bir galibiyet görmenin keyfini çıkardılar.
Taraftarın böylesine ilgili olduğu bir karşılaşmada, futbolcuların çok daha etkin, aktif, hırslı olması beklentilerin başındaydı. Teknik Direktör Ersun Yanal, ikinci yarıya başladığı 11 kişilik kadrosunda pek değişikliğe gitmeyeceğini esame listesi geldiğinde bir kez daha bizlere gösterdi. Kupaya veda maçında herkese saç baş yolduran ve sayısız gol kaçıran Dame N’doye’yi bile ilk 11’de tercih etmesi bu düşüncenin bir sonucuydu. Ve adeta gol sorununun tek ilacı olacakmış gibi büyük beklentiler ve ücretle transfer edilen Hugo Rodallega’nın bile ilk tercih edilen kadroda sahaya sürülmemesi de Ersun Yanal’ın bakış açısının bir yansımasıydı..

 FUTBOLUN DEĞİŞMEZ KURALI!

 Bordo-Mavili  takım oyuna başlarken, rakip Gaziantepspor’u kendi alanına hapsetmeyi kafasına koymuştu. Oyunu önde kabul eden ve rakibi üçüncü bölgede sıkıştırıp, kazandığı toplarla pozisyon üretmeye çalışan Trabzonspor, rakibinin de iyi kapanmasıyla birlikte pozisyon bulmakta önce zorlandı. Hatta ilk 14 dakikada rakibin iki net pozisyonu vardı. Hele Ghilas’ın 14. dakikada kalesini boşaltan Onur’un üzerinden aşırdığı topun autla sonuçlanması bir şanstı. Hemen ardından organize atakta Dame N’Doye’nin indirdiği topa, ceza çizgisi önünde düzgün ve sert vuran Castillo’nun golü gerçekten futbolun değişmez kuralının bir yansıması oldu. Bu gol aynı zamanda Süper Lig’de bu maça kadar golü olmayan Castillo’nun tarihe geçmesine de neden oldu.
Golden sonra Gaziantepspor hücumu daha çok düşününce, Trabzonspor orta alanda kaptığı toplarla rakip alanda daha çabuk çoğaldı ve çok sayıda pozisyon bulmaya başladı. Maçın 28. dakikasında rakibi rahatsız ederek topun kazanılmasına katkıda bulunan Olcay, final pasında da Yusuf’a enfes top çıkararak, golün mimarı oldu. Ama Yusuf’un dav vuruş tekniği tek kelime ile harikaydı. Bordo-Mavili takım ilk yarı boyunca ortaya koyduğu etkili futbolun en önemli nedenlerinden biri kuşkusuz orta alandaki oyuncuların birbirleriyle daha uyumlu olmasının yanında, bir de artık rakibe yapışırken, pas bağlantılarını kesmelerinin yanında, hücuma topu daha etkin çıkarmalarının büyük rolü vardı. 

OYUNUN  KARŞILIĞI BUYDU

 İkinci yarıda da Trabzonspor sahanın her yönüyle hakimiydi. Ve daha 49. dakikada farkı üçe çıkardı. Bu kez Okay ile kazanılan, Yusuf’un Olcay’a kazandırdığı topu bu oyuncu ikinci goldeki beceresini sergileyerek, Castillo’ya aktırdı. Onun da vuruşu kendini aşan cinstendi. Maçın 67. dakikasında yapılan Onazi-Rodallega değişikliği anlamsızdı. Gerçi skor rahatlığı vardı ama orta alanın boşaltılması hiç de doğru değildi. Buradaki boşluk N’Doye ile doldurulmaya çalışıldı. Ancak oyuna giren Rodallega belki golünü atamadı ama Pedroso’nun müdahalesiyle düşürülünce penaltının yaratıcısı oldu. Uğur da skoru tayin etti.
Sonuçta Akyazı’daki ilk maçta tarih yazıldı diyebiliriz. Çünkü her maçında dokuz doğuran Bordo-Mavili ekip ilk kez bu kadar pozisyon bularak rahat kazandı. Tebrik ediyoruz. Hakem skora çok etki edecek hata yapmadı. Olcay asistleri, direkten dönen topu, bitmeyen enerjisiyle en iyiler arasındaydı. Tabii ki takımın geneli iyiydi ama Yusuf Yazacı ve Castillo’yu da bu noktada Olcay’ın yanına yazmak gerekir. Artık bu maç geride kaldı.
Darısı diğer maçlar..