Bugün siyaset gündeminden biraz uzaklaşıp gördüğüm ve çok etkilendiğim bir haberi sizlerle paylaşmak istedim.
13 Mayıs 2014'te Manisa ilinin Soma İlçesi’nde bir facia meydana geldi ve kömür madeninde çıkan yangın nedeniyle 301 madenci yaşamını kaybetti. 
Türkiye'de üç günlük ulusal yas ilan edildi.
Hepimiz televizyondan gözü yaşlı eşleri, çocukları, anne babaları izledik..
Tıpkı Türkiye’deki 3 günlük yasın ardından hiçbir gelişme yaşanmadığı gibi bizler de ne yazık ki hayatın akışına kapıldık.
Başta devlet büyüklerimiz olmak üzere hepimiz unuttuk..
Gündemimizden düştü..
Bir kişi unutmadı..
O da 5 yaşındaki Ahmet Yiğit Başoğlu.
İstanbul’da, henüz 5 yaşında olmasına rağmen dört haftada okuma-yazma öğrenen Ahmet Yiğit Başoğlu, Soma faciasından etkilenerek “Madenci kıyafeti” tasarladı.
Dahi seviyesindeki hem zekasıyla hem de tasarımı ile şaşırtan küçük çocuk yaşam odalarına eş değer biçimde tasarladığı projesiyle Türkiye’de bir ilke imza atarak 450 bin TL tutarında KOSGEB’den Ar-Ge İnovasyon desteği alarak “Türkiye’nin En Genç Girişimcisi” ödülünü kazandı. Küçük dahinin, “Soma’da madenciler ölmesin çocuklar babasız kalmasın” çağrısına da Türkiye’nin önemli madencilerinden Zuhal Mansfield kulak verdi.
Proje hakkında bilgi veren Proje Koordinatörü Fizik Öğretmeni Gökhan Aldemir, “Evde gerçekleştirdiği çizimlerini inceledik ardından da çeşitli akademisyenlere de yönlendirdik. Onların da onayını alarak Türkiye genelinde her yıl düzenlenen ‘Bir Fikrin mi Var?’ yarışmasına katılmasını sağladık. 5 bin başvuruda ilk 5’e kaldı ve ardından da birincilik ödülünü kazandı” dedi. 
Madencilerin olası bir faciada hayatta kalmalarını sağlayacağı öngörülen kıyafetin tasarım özellikleri hakkında bilgi veren Aldemir  bakın neler söyledi.
“Bu elbise yaşam odalarının giysi versiyonu. Herhangi bir facia sırasında üzerindeki kask ile oksijen sağlıyor. Üzerindeki elektronik devreler ve çipler ile sinyal gönderiyor genel merkeze. Ayrıca üzerindeki kamera ile GPS sayesinde takip sistemi sağlıyor. Arkasında bulunan oksijen tankı ortalama olarak bir madencinin 2.5 saat rahat nefes alışverişini sağlayacak. Raylardaki borular sayesinde de oksijen takviyesi yapılabilecek. Bu giysi 2 bin, 2 bin 500 TL değerinde bir maliyet ile üretilebiliyor. Yaşam odaları ile kıyaslandığında ciddi bir avantajlar sağlıyor.”
Oğullarının gece yarısı konu ile ilgili çizimler yaptığını belirten Baba Sinan Başoğlu ise şunları söylüyordu..
“Ahmet Yiğit sosyal olaylar karşısında araştırmacı ve sorgulayan birisi. Çok fazla bununla ilgili o dönemlerde haber de izledi. Muhtemelen oradaki çocukların ve ana - babaların gözyaşlarından etkilenerek bir gece yarısı bazı çizimler yaptığını ve projesinin olduğunu söyledi. Ahmet ara ara geceleri uyanır ve çeşitli çizimler yaparak tekrar uyuyan bir çocuk. Gün geçtikçe de ihtiyaçlar doğrultusunda projesine eklemeler yaptı. Daha sonra biz bu projesini öğretmenleri ile paylaştık”
Ve son olarak Küçük Ahmet duygularını son derece anlamlı sözlerle anlatıyordu.
Diyordu ki..
“Türkiye’de 190 bin maden işçisi var. Madenciler ölmesin diye bunu çizdim. Soma’da madenciler ölüyor çocuklar gözyaşı döküyor diye yaptım”
Bu sözler karşısında utanmalıyız diye düşünüyorum.!
Sizi bilmem..
Ben utandım!
Daha facianın yaşandığı sırada neredeyse madencilerin suçlu ilan edildiği bir ülkede 5 yaşındaki çocuğun tertemiz vicdanı hepimize ders olmalı..