Üç gün önce oynanan Kızıl Yıldız maçından sonra gündüz maçı, hem de bu denli yüksek nem oranının olduğu ortamda oynamak zordu ve zor da oldu.
Her iki takım içinde geçerli olan bu ortamda 2 farklı geriye düşmesine rağmen telaş yapmayıp, kazanma bilinciyle her şeyi deneyen bu takım alkışı hak ediyor.
Savunma güvenliğini ön planda tutarak maça başlayan her iki takımda ikinci bölgeyi geçişlerde sıkıntı yaşamazken oyun anlayışını yüksek pas bağlantısı ile kurmaya çalışan Trabzonspor’un savunma zaafından yenilen iki gol her ne kadar acaba sorularını da beraberinde getirdiyse de rakibin skoru savunma içgüdüsüyle arkaya yaslanması Trabzonspor’un işine yaradı.
Neydi bu savunma zaafı dersek. Hiç kuşku yok ki bu sezonun kronik çok adamla savunmada olunmasına rağmen alan ve adam paylaşımında yaşanan zafiyet diyebiliriz. Kale alanına kadar getirilen topta rakibin rahatsız edilememesinin yanı sıra pas bağlantısına ve son vuruşlara engel olunamaması düzeltilmesi gereken en önemli eksiklik bence.
Hamsik’li oyunla Hamsik’siz oyun arasında çokta farklılık görülmezken Trabzonspor’un en önemli artısı kenar hücum oyuncuları gol bölgesine girerken kenar savunmacıların hücum organizasyonun da yer almasıydı. Bu pozisyon şekli Trabzonspor için her ne kadar olumluysa da kenar toplarında kale alanında sayısal üstünlük kuramamak sıkıntı yarattı. Final golünde de görüldü ki markaj dışında kalan oyuncunuz olursa sonuç üretebilirsiniz. Barta’nın attığı gol aynı zamanda bunun bir göstergesiydi.
Trabzonspor son ana kadar sabretti, sürekli tekrar yaptı, inatla aynı oyun anlayışını sürdürdü ve önemli bir galibiyete imza attı.
Milli ara hiç kuşku yok ki bir takıma ancak bu kadar faydayı olacaktır.
Tekrar yapma fırsatı bulup, yenilerle oyun anlayışını hayata geçirecek bu takım geri dönüldüğünde çok daha farklı ve keyifli maçlar izlettirecektir.