Siz, bakmayın Beşiktaş’ın öyle aile boyu hücuma çıktığına. Maça ne yaptığını bilen, savunma güvenliğini kendi yarı alanında doğru yapıp yüksek pas bağlantıları ile hücum organizasyonları ile sonuç arayan bir Trabzonspor vardı. Hafta içinde oynadığı yüksek tempoda ki Monaco maçının yorgunluğunu hissedeceğini bildiğinden ekonomik oynayıp, Hamsik’in organizasyonluğunda geçişleri doğru yapan ve özellikle ilk yarıda enerjisini ekonomik kullanan bir Trabzonspor vardı sahada ve son yarım saate kadar da böyle devam etti.
İlk golden sonra oyun kontrolünü eline alan kenarları rakibe bırakan Bordo Mavili takım savunmada alan ve adam paylaşımını doğru yaptıysa da Larsen’in şanssızlığının şokunu hissettiği dakikalarda Trezeguet’in attığı golle yeniden öne geçtiği gibi öz güvenini de yeniden kazandı. Bazen yapmak istediklerinin planlamasını yaparsın fakat iş uygulamaya geldi mi beyin ayaklarına hükmedemez.
İşte Trabzonspor’da böyle bir yarım saat yaşadı. Aslında son yarım saate girilirken Bardhi öyle bir gol kaçırdı ki maçı da kazanacak Beşiktaş tribünlerini ve takımını susturacak bir pozisyondu. İşte bu pozisyondan birkaç dakika sonra Beşiktaş, yeniden beraberliği yakalayınca zaten azalan Trabzonspor’un enerjisini yapılan değişikliklerle ayakta tutmaya çalışan Abdullah Avcı, takım savunmasını arttırarak hücumda olmasa da savunmada rakiple mücadele edecek pozisyona getirdi fakat önde çoğalamamak Trabzonspor’a maçı kazandıramazdı ve öyle de oldu. Avrupa’dan üç gün sonra lige dönüp, böylesine önemli bir maç oynuyorsan ve bu maçta rakip sahada ise 1 puan küçümsenemeyecek bir puandır.