Süper Lig’de şampiyon olan takıma 35 milyon TL prim verilen ülkemizde, Avrupa’da iki galibiyete o parayı alabileceğin bir organizasyonun içerisindesin.

Avrupa’da transfer dönemi 1 Eylül’de kapanırken Avrupa’dan düşenleri almak için Türkiye’de dün gece son bulan transfer sürecinin içerisindesin. 

Yani hem yabancı kuralının konulduğu hem de yabancı alman için sürenin hep Avrupa’daki kapanıştan bir hafta sonraya uzatıldığı paradoksun içerisindesin.

Böylesine anlamsız organizasyonsuzluğun merkezinde debeleniyor ülke futbolumuz! Kaldı ki şampiyon olan takımın CL’ye direkt katılamayacağı gibi bilmem kaç tane ön eleme, UEFA Avrupa Ligi için de bilmem kaç tane ön eleme oynanacağı yerde, 35 civarında yabancı oyuncu transfer etti dört büyük takımımız!

Trabzonspor’un 11’inde geçen yıldan farklı yedek kalecisi hariç 6 yabancı oyuncu vardı. Sahadaki dizilim de geçen yıldan farklı! Anlamsız olan ileride 10 numara pozisyonunda 3 oyuncuyla oynamak ve bunların ikisini 8’e evrilterek sonuç almaya çalışmaktı!

Trabzonspor, 60 dakikalık bölümde sağ koridoru yoğun bir şekilde kullanırken sol tarafı neredeyse hiç tercih etmedi. Bireysel hataların sonucunda gelen üç gol, Antalya maçındaki bireysel hataları getirdi önümüze. Tek pivotla oynamanın dayanılmaz acılığını yani…

Belli ki yeni dizilim, yeni oyuncular bir oyun ezberi oluşturamamış ve henüz daha hem fiziksel hem de mental olarak hazır değiller. Buraya yoruyorum çünkü daha ilk haftalardan umutsuzluk yaratmanın ‘acımasız’ olacağını düşünenlerdenim. Ancak Trabzonspor’un iki sezondur doğru planlandığı transfer süreçlerinde bir sağ kanat bir de Hamsik’in muadili sayılabilecek iki oyuncuyu kadrosuna katmaması eksik kalan en önemli parçalar arasında yerini alacaktır. (Hamsik’in oyuna girmesiyle oyunun nasıl değiştiğini anlamak için kahin olmaya gerek yoktu.)

Bütün maçın günahını bir oyuncuya kesmeden yazıyorum. Evet, Abdülkadir Ömür’de ısrar edelim, kazanalım. Ama belli ki Ömür hem fiziken hem de ruhen ‘şimdilik’ bunları reddediyor. Bir süre dinlendirilmesi kendisi açısından da iyi olacaktır.

Bağlayalım… Gomez, bağlantı ve sırtı dönük oyunda gayet başarılıydı. Rakip stoperleri yoran, net bir ceza sahası golcüsü olduğunu ortaya koyan, bir gol bir asistle sahadan ayrılan Gomez, Trabzonspor’un iyileşen ve kendisinin de doğru şekilde beslendiği oyunda daha iyi performans ortaya koyacaktır.