Siyasetteki bu karmaşa ortamında tam da sorma zamanı; "Nereye böyle?" Siyasetçiler kendilerini topluma karşı "örnek olma" konusunda hiç mi sorumlu görmüyorlar?
Dikkatlerden kaçacak bir manzara değil, hepimizin gözü önünde gelişiyor olaylar.
Bir gerçek var, önce onu belirtelim; siyasetçilerden kimileri üstlendikleri görevin farkında değiller herhalde.
Ülkenin sorunlarını tartışıp çözüm arayacak olanlar; toplum önünde tartışıp siyaset yapmayı iş/hüner sayıyorlar kendilerine.
Bunun somut örnekleri TBMM'de yaşanıyor. Siyasetçi, yapılmasından son derece mutlu olduğu için parti grup toplantılarında "amigo partililer"e kendini çılgınca alkışlatıyor. Bu alkış yetmiyor, ayrıca kendisi ve partisi lehine slogan attırıyor o salonda.
Bu manzara, son dönem siyasal yaşamda bir gelenek durumu kazandı.
Oysa, TBMM'nin kutsal çatısı altında böylesi ucuz davranışların yeri olmamalı...
Burası bir stadyumun tribünü değil ki...
Günümüzde "Kimi siyasetçinin alkışlanarak tatmin olma ucuz anlayışı" geçmişi olmayan bir hastalık...
***
TBMM çatısı altına kendisini alkışlatan siyasetçiyi, yeni çıktı/zuhur etti siyaset dünyamızda.
Meydanlar/alanlar da yetmedi/yetmiyor demek ki...
Oysa; geçmişe bir bakalım, var mı, oldu mu böyle TBMM'de kendini alkışlatmak derdine düşen siyasetçi?
"Ucuz davranış" böyle başlayınca arkası niçin gelmesin!..
Meclis'teki kavgalarda bacak ısırmalar, burun kırmalar, yumruklaşmalar, kavgalar, itişmeler yaşanıyor.
Bu durum ayrı bir senaryosu siyaset dünyamızın...
TBMM yetmiyor ki, siyaset sokağa taşınıyor?..
Tartışmanın tadı(!)'nı sokakta arayan kimi siyasetçiler üstlendikleri sorumluluğu unutmuş görünüyorlar maalesef.
Seçilmiş, görev almış bir siyasetçi; "öncelikle kendi sorumluluk alanında" ülkenin sorunlarını tartışmaya açmalı...
Burada sonuç alınamadığı takdirde, çıkış noktası millet olmalı... Milletin de kararı seçimle gerçekleşir.
***
Başlangıçta "siyasetçinin örnek olma zorunluluğu"na işaret ettik. Bir olay, bir yolsuzluk varsa; bu konu milletvekilinin görevi olarak önce Meclis'te tartışılarak millet bilgilendirilmeli.
Millet önünde ağız kavgası tarzında yapılan tartışmaların millet bütünlüğünü zedelediğini unuttuk mu acaba?