Trabzon’dan eskiden çekinilirdi.
Hata yapmayalım mantığı vardı benim güzeller güzeli şirin ülkemin hafızalarında.
Trabzon zaten korunmazdı, hakkı neyse onu verelim de eleştirilmeyelim düşüncesi hakimdi kalan 80 güzide ilimin belleğinde.
İl dışından buraya gelenlere merakla sorardım “Trabzon insanı nasıldır” diye..
Cevap olarak neredeyse sırandanlaşmış bir şekilde “Mert” derlerdi.
Ama eklerlerdi de “Sinirlidir” diye.
Neden sinirlenir diye sorardım üşenmeden, çekinmeden “Damarına basıldığında sinirlenir” derlerdi.. Yine peşinden es vermeden “Ama Trabzon’un insanı hemen sevecenliğe de bürünebilir” ifadeleri çıkardı ağızdan.. Ufak bir gülümsemeyle..
Değişiyor galiba bu olgu..
Vur başına al ekmeğini, ses etmeyen insanlar topluluğu olduk da çıktık..
Bize ne oldu gerçekten merak etmiyor değilim.
Dün, Yavuz Selim Sahası’nda, Kadınlar 1. Lig futbol karşılaşmasında İdmanocağı ile Konak Belediyespor karşı karşıya geldi.
Hafızam beni bir önceki sezona götürüyor. Hakem katliamlarıyla Trabzon ekiplerinden İdmanocağı şampiyonluktan ediliyor..
Yönetim haricinde kimseden ses çıkmamıştı. Kuma gömdük sanki kafamızı.. ‘Ya amaann’ der olduk artık her bir şeye..
Düne gelelim.. Yabancı oyuncularından yoksun çıkmış olduğu karşılaşmada fiziksel yetersizliğini yetenekleriyle çok güzel örtebilen İdmanocağı çıktı karşımıza..
Her oyuncusu cömertçe sorumluluk alabiliyor. Hemen de gol geldi zaten..
Skoru korumaktan ziyade farkı arttırıp rahatlamak isteyen Sarı-Kırmızılılar pozisyonlar da buldu.. Ama olmadı.. İkinci yarıda sahneye Konak Belediyespor’un en iyi oyuncularından Sevgi çıktı..
Maç boyu sağ kanadı yoran Sevgi, yine o kanattan çok temiz bir gol attı.
Buraya kadar her şey normal..
Bundan sonrasının zaten futbolla bir alakası yok. İşin enteresan tarafı bundan sonraki olaylar, konuk ekiple de alakalı değil.. Sanki Hakem Murat Demir kendi kendine “Ya arkadaş ben Trabzon’dayım.. Ben niye bu takımın üstüne oynamıyorum” dercesine tuhaf tuhaf düdükler çaldı..
Penaltı verdi.. Pozisyon penaltı ama öncesinde İdmanocağı lehine faulü es geçti. Kırmızı kart verdi ama öncesinde faulü es geçti. Öncesinde diyorum ya bu pozisyon öncesi değil saniyeler öncesinde yapılan hareketler..
Sonrasında zaten İdmanocağı kulübesi çıldırdı..
Gürkan Çavdar bağırıyordu “Trabzonspor’la başlayan budama bize hatta amatöre kadar süregeliyor. Bir kişi de çıkıp bunun hesabını sormuyor” ifadelerini kullanıyordu.
Duyan yok..
Gören yok.. Bir ara Gürkan Hoca, lisansını boynundan çıkarıp yere attı.. Şayet o lisansı yerden almamış olsaydı bunun hesabını kim verebilecekti..
Velhasıl kelam..
Bir haller oldu Trabzon’a..
Çekinilen Trabzon gittiii, vur başına al ekmeğini olan Trabzon geldi..
İlgililere..
***
Yavuz Selim’de oynanan bir diğer karşılaşma da Bahçecikspor ile Serhat Ardahan arasındaydı.. Bahçecik, oyunun hakimi.. Ne yaptığını bilen bir anlayışta sahada adeta rakibine kök söktürdü. Ancak gel gör ki sonuca gidemedi. Zaten Bahçecik’in en büyük sıkıntısı bu.. O son vuruşları bir yapabilse maç en az 4-0’lık skorla tamamlanırdı.
Bir hatırlatma.. Lig bittiğinde sıralama her ne olursa olsun, şayet 3. Lig’e Trabzon takımlarından bir tanesi yükselemezse 3. ve 4. sıradaki Trabzon takımları direkt küme düşecek..
Bilmem anlatabildim mi!