GRIMBERGEN/BELÇİKA: Türkiye'ye dışarıdan bakmak... İç dinamiklerinin birbirleriyle devamlı çekişmesine bakıldığında; yerleşmemiş demokrasi kültürünün sırıttığını hemen görmek olası.

Siyaset yapanların çoğunun böyle bir kültürü özümseyip, böyle bir kültürün eğitimini görerek bu  alana girdiklerini, adım attıklarını kim iddia edebilir? 

Yok ki koca ülkede demokrasi kültürünü eğitimle verecek okul/lar...

Üstelik, bu konuda böylesine öğrenme gereksinimi duyan bir toplum varken...

Ama olsun, bizde "Üzüm üzüme baka baka kararır" örneği bir durum yaşanıyor siyasette...

Demokrasinin olmazsa olmazı olan  siyasal partilerin birbirleriyle amaçlar/tüzükler yönünden farklı hizmet anlayışı olmamasına karşın, bu alandaki çoğu siyasetçilerin "demokrasi kültürü birikimi"  zaafiyeti yaşayışı ülkeyi açmazlarla, sorunlarla karşı karşıya bıraktığı acı bir gerçek.

En başta tartışılması gereken konu da bu...

Bu manzara, bu durum dışarıdan bakıldığında daha da belirginlik gösteriyor.

Bu kısır döngü yıllardır, demokrasinin ülkeye geldiği tarihten bu yana yaşanıyor ne yazık ki...

***

Demokrasimizin en yeni partisi; "İyi Parti"nin kurultayı Ankara'da yapıldı. 

Her yeni hareketi sahiplenenler olduğu gibi İyi Parti de; siyasal arenada hareketlilik/heyecan beklenti yarattığı bir gerçek. 

Meral Akşener ve arkadaşlarının ülke ve insanının mutluluğu için "daha çok demokrasi" sloganı ilgi görmeliydi. 

Nitekim de öyle oldu.

Uzaktan doğru edindiğimiz intiba, sözünü ettiğimiz "demokrasi kültürü eksikliği", İyi Parti'nin ilk kurultayına medyanın/basının ilgisizliği acı ve de ayıp olarak sırıttı.

Bu ayıbın siyasetçiler cephesini önemsemesek de olur. Çünkü, "Böyle gelmiş, böyle gider" kısır demokrasi anlayışını sürdürerek "kalıcı" olmayı isteyenler;  ülkede ucuz siyaset anlayışından kendilerini kurtaramıyorlar.

Ama demokrasinin vazgeçilmezi "Basın özgürlüğü" konusuna gelince... "İyi Parti"nin  ilk kurultayında üzülerek ifade etmek gerekir ki; ülke adına utanılacak bir durum yaşandı.

Medya/Basın bu kurultaya ilgi göstermedi!

Niçin?  Bu sorunun yanıtını ilgisiz kalıp utanılası bir manzara yaratan medya/basın kuruluşları yöneticileri yarın tarih önünde verecekler!..

Sınıfta kaldılar... 

Demokrasinin nabzını tutan bir alanın, yani gazete ve televizyonların ilgisizliğini, sessizliğini siz olsanız nasıl yorumlarsınız?

Bir de yıllardır çıkmışız "İleri demokrasi" diye diye  birbirimizi kandırıyoruz!

İşte size dışarıdan görünüşümüz.