Ünal Karaman mevzusu tüm boyutlarıyla kamuoyunda tartışılıyor. Bir haber muhabiri olarak elbette bu tartışmalara katılmayacağız ve spor muhabiri gibi davranmayacağız.
Sporun spor olmaktan çıktığı ve farklı sosyal boyutlar kazandığı bir ortamda biz yalnızca işin sosyal bir yönüyle ilgilenmekle yetineceğiz.
Trabzonspor’un bu denli başarılı gittiği bir süreçte Ünal Karaman’a kim köstek olmuş ise yaptığı yanlış, Trabzonspor’un çok üstünde Türk futboluna ve Türk futbol anlayışına darbe vuran bir hareket olmuştur. Neden?
Çünkü Ünal Karaman’ın başarısı, Türk futbolundaki millîleşmenin başarısı demekti.
Ünal Karaman’ın başarısı, genç yeteneklerin neleri yapabileceğini göstergesi demekti.
Ünal Karaman’ın başarısı, milyonların yabancılara dökülüp ülkedeki yerli kaynakların dışarıya çıkmasını engellemek demekti.
Ünal Karaman’ın başarısı, başarı için duyulan ihtiyacı yalnızca kendinde aramak demekti.
Ancak olmadı. Kaybeden Ünal Karaman değil Türk futbolu oldu.
Saygılarımla...
ÖYLE SORUYA BÖYLE CEVAP!
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu’nun kendisinden iş isteyen ve işsizlerin viyadüğe çıkıp atlayarak intihara teşebbüs ettiğini söyleyen bir vatandaşa “Biz çıkana atla diyoruz.” sözünü çok yadırgadık. Başlığa aldanmayın, hak falan da vermiyoruz.
Ancak...
Zorluoğlu’ndan iş isteyen şahsın cümleleri o kadar çirkin ki insanlar Zorluoğlu’nun sözlerine odaklanırken o sözleri atlıyor.
Ne diyor o vatandaş?
“Başkanım ben sana oy verdim, CHP’liler belediyede çalışıyor.”
Ne kadar çirkin, yoz, ahlâkın dışında bir ifade. Bir yere işe girerken insanların partisi mi yoksa liyakati mi önemlidir?
Önce bunu kavrayalım.
ÖLÜ DOĞAN ÜNİVERSİTE: TRÜ
KTÜ’yü ortadan ikiye ayırıp “İki üniversiteniz oldu.” dediler. Üniversitenin kaloriferini bile yakamadılar. Öğrenciler battaniyeyle derse girdi. Dahası da var, yazacağız...