Trabzon’un dolmuş dönüşüm süreci uzadıkça uzadı ve öyle bir noktaya geldi ki artık herkes “Bitsin şu iş artık.” demeye başladı.

2019 yılının kasım ayında yaptığımız haberle “süreç arapsaçı” demiştik ve bu başlığımızdan alınganlık gösteren Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, belediye meclis toplantısında sürecin arapsaçı olmadığını ifade etmişti. O gün dahi süreç uzatmalardaydı ve aradan 3 ay geçti. Hâlen daha net bir durum yok. Ancak bu hafta netleşeceğine dair görüşler hâkim.

Eğer bu hafta bu iş netleşecekse biz bu köşeden son kez Sayın Murat Zorluoğlu’na ve Büyükşehir Belediyesi yetkililerine bu konuda bir çağrıda bulunmuş olacağız. Çağrımızın kentin daha çağdaş, vatandaşının daha rahat, şoför esnafının ise daha kazançlı ve sistemli çalışabilmesi adınadır.

Öncelikle araç modellerinde iki görüş ortaya konuyor. Biri 12+1 sistemi, diğeri ise 17+1 sistemi. En önemli nokta burasıdır. Eğer 12+1 ile devam edilecekse sistemi lütfen değiştirmeyelim. Aynı araçlarla bu insanlara zulmetmeye devam edelim. Ayakta yolcuları almaya, duraksız-sistemsiz yolculuk yapmaya devam edelim. Yolcu kapmak için kornalar, egzozlar havada uçuşsun. Hattâ daha da önemlisi duraklarda onlarca kişi kuyruk oluştursun.

Bu doğru mudur? Büyükşehir Belediyesi yetkilileri sizlere soruyoruz. Hiç Beşirli’ye gitmek için dolmuş beklediniz mi? Peki, Bahçecik’e gitmek için durakta ve soğukta dakikalarca... Ya Boztepe’ye, Çukurçayır’a çıkmak için durağa gittiğinizde metreleri bulan kuyrukla karşılaştınız mı? Lütfen karar verirken bunları göz önünde bulundurun. Bir aracın 12 kişi almasıyla 17 kişi alması bir midir?

17 kişilik araç daha az trafik demektir, çok sayıda yolcuyu daha az araçla taşıyabileceği için daha az yakıt kullanımı demektir, sistem demektir.

BÜYÜKŞEHİR’İN ÇEKİNDİĞİ NEDİR?
Büyükşehir Belediyesinin en başından beri amacı kent içi ulaşımda çağdaş seviye olmalıydı. Bu amacı Zorluoğlu’nun taşıdığına inanıyoruz ancak burada şoför esnafının düşünemeyeceği, edinemeyeceği teknik bilgileri Büyükşehir elde edebilir ve gerekeni yapabilir. Esnaf, bugününü görür ve her daim düzenin bozulmasından rahatsızlık duyar. Hâlbuki devlet kurumu, yarını da görür ve değişimin gelişmeye yol vereceğini bilir.

O nedenle Büyükşehir’in inisiyatif alması gerekir. Öngördüğü sistemi kamuoyunda savunmalıdır. Şu anda ortadaki kargaşa ne yazık ki Büyükşehir’in bu çekingen tavrından kaynaklanmaktadır. Şoför esnafı, duraklar tartışma içinde... Şoförler Odası Başkanı Ömer Hakan Usta da bu anlamda yıpratılıyor. Hâlbuki onun da gayesi hem şoför esnafına hem kente kazanımlar sağlamak.

Büyükşehir, bir devlet otoritesi esasıyla sürecin şeffaf bir şekilde önünde olduğunu kamuoyunda hissettirebilmeliydi. O hâlde sürecin çok az kalan devamını hiç olmazsa bu şekilde sürdürmelidir.

PLAKAYMIŞ FALAN FİLAN…
Şimdi deniliyor ki Şoförler Odası Başkanı Ömer Hakan Usta 17+1’den yana çünkü böylece açığa çıkacak plaka hakları olacak ve bunları satıp para kazanacak!

Buna güleriz. Şoförler Odası, Ömer Hakan Usta’nın çiftliği değil. Hâliyle böyle bir satış bile olsa bunu cebine indiremez. İndirse hukuk hesabını sormaz mı?

Eğer çekince buysa ki zaten araçları azaltmanın trafik yükünü hafifletme amacı da var. Bunların kullanım haklarına -varsa- şerh düşülsün!

Biz Sayın Usta’nın buna rıza göstereceğini düşünüyoruz. Bakalım, bu iddiayı ortaya atanlar buna ne der?

İSTEMEZÜK!
Dün Trabzon Şoförler Odasının yönetiminden istifa eden bir ismin öncülüğünde sayısı çok da fazla olmayan bir grup şoför esnafı, tuhaf bir çağrıda bulundu.

Çağdaş kentlerin ulaşımındaki her şeyin karşısındalar. Aslında istekleri  idi. Yasa, değişim için bağlayıcı olmasa mevcut dökük araçlarla devam edebilmek için bile direniyorlar. Yasa ellerini kollarını bağladığı için şimdilik “Ne kart ne 17 kişilik araç ne sistem ne durak istemiyoruz. Biz yine kornamızı basıp yolcu kovalayacağız.” demek istiyorlar. Onlar, hem kendilerine hem bu kente bu durumu yakıştırabilirler ama biz yakıştırmıyoruz!

Belediye otobüsü gibi belediyeye bağlanmak istenmiyormuş! Denetim, uygarlık, güven ve sistem için bu şarttır. Kart da şarttır. Kartlı sistem sayesinde para ortak bölünecek ve dolmuşu doldurma kaygısıyla 5 dakikalık yolu 20 dakikada kimse gitmeyecek.

Kornalarla şehri, gürültü kirliliğine boğmayacak.

Şoförler, Büyükşehir Belediyesinin şikâyet mekanizmalarıyla denetim altında tutulacak.

İşte, istenmeyen de bu!