İNFAK denen ibadet ele alındığında, onun nerelere götüreceği veya götüremeyeceği meselesi de dikkate alınmalıdır. Aşağıdaki ayet bu konuya ışık tutmaktadır:
"Sevdiğiniz şeylerden başkaları için harcamadıkça iyiye ulaşamazsınız ve her ne harcarsanız şüphesiz Allah ondan tamamıyla haberdardır." (Âl-i İmran, 92)
Yukarıdaki ayette müminlere "iyiye" ulaşmanın yolu öğretilmektedir ki bu da, sevilen şeylerden fedakârlık yapıp başkalarına yardımda bulunmaktır.
Bakara 177'de, "Sevdiği maldan harcar" buyurulmuştu; Âl-i İmran 92'de ise "Sevdiği şeylerden harcamadıkça" buyurulmaktadır. Cümle kuruluşları farklı olmakla beraber ikisinin de hedeflediği manalar aynıdır. 
Bu ayetteki "sevdiğiniz şeylerden" ifadesine, Bakara 267'de şöyle açıklık getirilmektedir: "Size verilse gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı vermeye kalkışmayın." Ayette, defolu, kullanılmış ve işe yaramaz bir malı yardım olarak vermenin "erdem" olmadığına dikkat çekilmektedir. "Erdem ve iyi", değer verilen maldan yapılan fedakârlıktır, yani başkasını kendine tercih etmektir.
 Bu noktadan hareketle, sevilen şeylerden başkasına vermenin toplumsal bir ahlak haline gelmesi gerektiğine işaret edildiğini söyleyebiliriz. Müslümanların toplum olarak "veren el" olmaları, din farkı gözetmeden sevdikleri şeylerden bütün insanlara vermeleri, evrensel ölçekte "erdem"e ulaşmalarını sağlayacaktır. Fakirlik evrensel bir olgu ve sosyal bir kirliliktir. Sevilen şeylerden, ırk, din ve millet farkı gözetmeden fedakârlık yapılması ve böylece fakirliğin ortadan kaldırılması, "erdem"in ta kendisidir.
"İyi"ye, yani manevi ve sosyal değerlere maddi fedakârlıklarla ulaşılması, maddenin manaya dönüşümüdür. Maddi değeri manevi değere dönüştüren şey, ayette "sevgi" olarak anılmaktadır. Yüce Allah Müslüman'ın gönlündeki sevgi duygusunun davranışlara yansımasının, maddi değeri nasıl maneviyata, erdeme dönüştüreceğini beyan ederken, gönlün yani sevginin ne kadar güçlü olduğuna da dikkat çekmiş olmaktadır.
Diyebiliriz ki, gönül maddeyi manaya dönüştüren bir oluşum merkezidir. Kısaca, gönüldeki sevgi duygusu, insanı madde âleminden alıp manevi âleme, erdeme ulaştırmaktadır. İşte, yorumunu yapmakta olduğumuz ayette bu durum beyan edilmektedir.