Toplumlar kendi güvenlikleri için ellerinden geleni yapacak, Allah da onlara o güveni lütfedecektir. Yüce Allah bunu aşağıdaki ayette şöyle açıklamaktadır: “Allah, onlardan öncekilere yaptığı gibi, sizden inanıp iyi amellerde bulunanları da yeryüzünde iktidar sahibi kılacağını, kendileri için seçtiği dini yerleştireceğini ve korkularından sonra onları güvene kavuşturacağını vaat etmiştir. Onlar bana kulluk eder ve hiçbir şeyi bana ortak koşmazlar. Bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar yoldan çıkmışlardır.” (Nur, 55).

Yüce Allah iman ile iyi amelin, eylemin, işin toplumlara neler getireceğini, geçmişte neler getirdiğini, nasıl bir değişim sağladığını bu ayette anlatmaktadır: Hatta bu değişimleri, getirileri gerçekleştireceğine dair yüce Allah söz vermektedir. Ayetlerin analizini yaparken bunları göreceğiz: İyi amellerde bulunmak, dürüst, doğru ve erdemli davranıp yararlı işler üretmektir. İman ettikten sonra bu şekilde iş üreten toplumlara yüce Allah çok önemli bir dünyevi nimeti müjdelemekte ve bunu yerine getireceğine dair söz vermektedir. Bu insanları iktidara getirecek, siyasi erki ellerine verecektir.
Dünyevi nimetlerin en büyüklerinden biri sürü gibi yaşamaktan ya da başkasının idaresi altında durmaktan, ezilmekten kurtulup devlet kurmak ya da siyasi erki eline geçirmektir. Bu değişimi, bu nimeti getirecek olan iman ile iyi ameldir. Yüce Allah bunu yapacağına delil olarak da geçmiş toplumlara, insanlara yaptığını göstermektedir. Siyasi tarihin dinamiklerinden biri, iman ve iyi amelin siyasi etkinliğidir.

İman, insanın içsel iktidarını temin etmekte, bu iktidarı içinde kuranların iyi amelleri de sosyal iktidarı getirmektedir. İçi ile davranışlarının mutabakatı, siyasi erki ele geçirmektedir. Bundan şunu anlıyoruz: İçi dışı birbirini tutmayan münafıkların durumu ile iman edip erdemli işler yapan içi dışı bir insanların durumu arasında önemli farklar vardır.