Yaşam süresince insanların kendini meşgul edecek mutlaka bir uğraşları vardır.

Olmaması imkansız. Uğraş ile kimi ticaretini yapar, kimi ise devletin kurumunda bulunur.

Sevgi ile oluşan her uğraşla, aynı ölçüde birlikteliği bünyesine dahil ederek, güzel düşüncelere yol alınır.

Yaşamını ticaret ile sürdüren her iş sahibi, vicdanı huzur içerisinde işini yapmalı ve o istikamette vatanına, milletine, bayrağına değer vererek gününü öteki güne atmalıdır.

Bu düşünceler ışığında, toplum vicdanında önemli yeri olan kamu hizmetinde bulunan herkes, en üstten en altta kadar tüm kamu idaresindeki insanlar, bu ulvi görevin tezahürü ile çok çalışmalı, bulunduğu konumu ile bireylerin daha yukarılarda teşhir ve takdimini layıkıyla yerine getirmelidir.

Huzur ile yaşamaya çalıştığımız ülkemizde, bayrağımızı kalbî vücut ile bağrımıza basarken, ecdadımızı unutmadan, onun bize bıraktığı mirası koruyarak daha yukarılarda takdimini layıkıyla yapmalıyız.

Her daim gururla takdiminde bulunduğumuz Cumhuriyete sahip çıkarak, bu onuru bize bahşeden değerlerimize sonsuza kadar sahip çıkmalıyız.

Bu ölçüde, Osmanlı'nın bu ülkenin geçmişi, ecdadımıza dahil olduğu bilincini asla belleğimizden çıkarmayalım.

Geçmişin izleri ile kurulan modern Cumhuriyet’in, bizim yolumuz olduğu düşüncesinden hareketle çok daha emin adımlarla ilerlemenin yollarını aramaya devam etmeniz gerekmektedir.

Günü kurtarmak, günün kazanımlarına omuz vermek olmalıdır.