Kalbi tekleyen hastayı, saç nakli ya da burun estetiği ile kurtarmaya çalışırsan, ‘Meftayı nasıl bilirdiniz?’ sorusu kaçınılmaz olur. Trabzonspor’un hali budur


Herkesin de bildiği gibi sahadaki takım işin son halkasıdır.
Sahaya gelene kadar baştan aşağı pek çok şeyin düzgün  olması, işlerin tıkırında işlemesi gerekir ki, sahadaki takımın da ona göre olsun.
Bu yüzden Trabzonspor’un  asıl sorunu takımın aldığı yenilgiler değildir.
Bugün yenilirsin yarın yerersin ve kayıplarını telafi edersin.
Ancak bir mucize olsa da Trabzonspor önüne geleni yense sorunlar çözülmez.

***


Ortalama 80 milyon gelirinin olduğu yerde yıllık 250-300 milyon lira harcaman varsa..
500 milyonun üzerinde de borcun bulunuyorsa..
Şampiyon da olsan bu açığı kapatamazsın..
Bir süre  için mutlu olursun lakin bu mutluluk  kısa zaman sonra karşına çıkacak faturayı karşılamaya yetmez..
Yani işin özeti şu..
Trabzonspor’un  acilen  yönetimsel, yapısal, ekonomik olarak  büyük bir yenilenmeye ihtiyacı var.
Kalbi tekleyen hastayı, saç nakli ya da burun estetiği ile kurtarmaya çalışırsan, ‘Meftayı nasıl bilirdiniz?’ sorusu kaçınılmaz olur..

***

Tabi haftanın değerlendirmesini yapıp da Fenerbahçe maçına değinmemek olmaz.
Herkesin dört gözle izleyip neyin ne olduğunu gördüğü maç için  şu şöyle oynadı, bu böyle oynadı gibi konulara girmeyeceğim..
Şunu diyeceğim;
1- Ne kadar paraya kaç  yabancı  oyuncu aldık, bunlardan kaçı  oynadı, oynayanlar ne yaptı?
2- Beğenmeyip  bedavaya  bıraktığımız yerlilerle, dünya kadar para verip sahaya sürdüğümüz yerlileri kıyaslarsak ibre hangilerinden yana olur?
Ve  de şunu  artık anlayalım.
Zor şartlarla baş edemeyen, baskı altında doğru karar veremeyerek seni yarı yolda bırakan oyuncuları kulübün kapısından içeri sokmayacaksın.
Ki Avrupa’nın ünlü takımları bu tür oyuncuları eğer kendi bünyesinde iseler “Üst düzey takımda forma giyemezler” teşhisiyle 14 yaşında ayıklıyor, başka takımdaysa ağzıyla kuş tutsa kadrosuna katmıyor.

***

Trabzonspor’un Fenerbahçe ile oynadığı maçlarda taraftarı rakip takım oyuncularını dövmekten, tekmelemekten, boğazına sarılmaktan değil, yenmekten mutlu olur.
Birisi 42. dakikada seni 10 kişi bırakıyor..
Sarı kartlı bir diğeri rakibin boğazına sarılıp, hakemin kararından sonra topu tribüne şutlayıp ikinciyi görmek için özel çaba sarf ediyor.
Bir başkası sarı kartı varken  karşısındakine omuz atıyor..
Ve tabi adamlar da sana  dört kaçırıp iki atıyor..

***

Ondan sonra da şu oynasaydı, bu çıkmasaydı..
Ağaçlarla uğraşmaktan ormanı göremediğimiz için, ormanda kaybolduk  da haberimiz yok!