Draguş'un pivot santrfor olmadığı ve hatta onun üzerinden tam da maç yazısını yazmaya hazırlanmışken mükemmel bir gol atan Draguş hem turun müjdesini verdi hem de beni utandırdı.Maçın başından itibaren kaçırdığımız akıl almaz pozisyonları gole çevirebilseydik eğer rakibin cılız ataklarında kalbimiz ağzımıza gelmez tereddütler içerisinde aklımızdan arabalar geçirerek bu maçı izlemedik.Tam da Avcı'nın dediği gibi topun ayakta kalma süresini kısaltmamız lazım denilen bir maçtı.Özellikle Trezeguet bu maçta Hocası Avcı'yı defalarca haklı çıkardı.Ama özellikle bu maçın en çok merak edilen oyuncusu sağ bek Pedro nun selefleri Bosingwa ve Perreira gibi bir Portekiz etkisi yapabilecek miydi tüm gözler onun üzerindeydi.İlk maçında yeterli seviyede olduğunu göstererek Meunier'in gidişinin sağ defansta Trabzonspor için problem yaratmayacağını da taraftarlarına gösterdi.Sezonun bu ilk iç saha maçında Ağustos sıcağında istim üstünde dirençli ve seri bir takım olan Ruzomberok'a karşı iki maçta da gol yemeden alınan galibiyetler öyle küçük görülecek bir durum değil.Üstelik bu takımın üç ana bölgedeki eksikliği hala devam ediyor ve defans bloku asıl isimlerden yoksun bir şekilde maçlara çıkıyor.
Kalecimiz Uğurcan Çakır şampiyonluk senesinde olduğu gibi yine güzel bir maç çıkardı.
Çok değil o özlenen Trabzonspor yakın zamanda taraftarların önüne çıkacak.
Sadece bu takımın biraz daha birlikte antrenman eksiği var o kadar