Öyle meslekler vardır ki, ölçü ile sınırlıdır. Mesafesi, kendine özgü ortamıyla bir şekilde biter, yerine başkaları girer.
Böyle çok örneğe dahil meslek grupları, şekil itibariyle yorgunluklarını atmak için tatile çıkarlar ve emekli olarak hayatlarını idame ettirirler.
Evet, tüm bu önyargılardan uzak, yaşam standardı olmayan, günü kurtarma amacı taşımayan, özellikleri yüksek bir meslek gurubu var, bu mesleği vücut etmiş her meslek mensubu, özellik itibariyle farkındalık oluşturmak bir yana, yaşam ve hayat felsefesini, aile bağını dahi sınırlandırmak suretiyle yaşama omuz vermektedirler.
Bu müstesna meslek gurubu “Basın meslek gurubudur.”
Zor onun için kolaydır, zor onun için çaresizlik değildir, zor onun adeta yaşam biçimidir.
Bu özellikleri yüksek olan Basın mesleğini icra eden gazeteciler, kamu vicdanının bir anlamdaki gözü ve kulağı durumundadır.
Zorun kolay olduğu bu mesleği icra eden gazetecilerin özellikli günlerinin başında,
1961 yılından beri kutlanan, “On Ocak” çalışan gazeteciler günüdür.
Mesleğin icrası ile günün nasıl geçtiğini dahi fark edemeyen gazetecilerin bugünü, yani on ocağı, işlerlik açısından özet konumundadır.
Bugün, bu anlamlı günün başlangıcından bugüne kadar geçen sürede, görevleri başında vefat eden tüm meslektaşlarımıza rahmet diliyorum.
Mesai mefhumu gözetmeksizin toplumsal düşünceye, kamu vicdanına katkı koyan tüm değerlerimize başarılar diliyorum, sevginin tezahürü ile bu kutsal mesleğin ifasında omuz oluşturan, bu ulvi görevi vicdanı vücut etmiş basının tüm birimindeki çalışanlara da kolaylıklar diliyorum.
Sonuç olarak, bu mesleğin ifa ve icrasında aile hususiyetini, mesleğin yüksek idealiyle oluşan yoğunlukta ilgi ve sevgi eksikliğini taşıyan tüm aile bireylerine de bu hassasiyetin bilincinde olmalarından dolayı teşekkür ediyorum.
Zorun her daim karşılığı vardır, bizim camiada ise sıcak bir teselli bu aşamalarda günün yorgunluğunu bir nebze de olsa yerini güzelliğe dahil eder.
Değerli meslektaşlarımın bu gününü sağlık dileklerimle kutluyorum.