Trabzon'un önemli sanatçılarından Abdülkadir Yıldırım'ı uzun yıllardan bu yana tanırım. Önceleri sanata resme olan tutkusuyla işyerinde ve evinde yaptığı eserlerle uzun sürecek ve giderek ustalaşacak sanat yolculuğuna çıkmaya başlamıştı. İlk sergisi ilk heyecanını birlikte yaşadık.

Kendi deyimiyle hep yüreklendirici olan sanat ve kültür insanlarının teşvikleri ile bugün 28. kişisel sergisini açacak kadar eserleri giderek çoğaldı.

Kendi atölyesinde ve doğanın içinde ürettiği eserlerini bugün dünyanın birçok sanat çevresinde kurumlarında sanatseverlerin koleksiyonlarında görmek mümkün.

Şövalyesi, tuvali, doğanın içinde kendi dünyası ile özdeşleşen renklerin arasında fırçasıyla dünyanın renklerini tablosuna yansıtmakta.

Karadeniz gibi doğal zenginliği tüm dünyaca bilinen bir kentte doğduğundan beri yaşayan Abdülkadir Yıldırım'ı Trabzon'un herhangi bir köşesinde görmeniz mümkündür. Belki Ganita'dan batan güneşin ışığını, ya da Faroz'da ağlara takılan gümüşi renkli balıkların çırpınışlarını veya Sera Gölü’nün dingin sularını çeviren yeşil doğa ile suyun birleştiği gölgeleri, denizin dalgasındaki köpüğü, yaylada otlayan hayvanların en doğal hallerini tablolarında görmek mümkündür Yıldırım'ın.

Onda renk önemlidir. Rengin doğal olanı daha da önemlidir. Hepimiz doğanın bir parçası olduğumuza göre, tuvale yansıyan da o ışıklardaki renklerdir. Abdülkadir Yıldırım çıktığı yolda Trabzon'u yurt dışında temsil edecek kadar başarılı çalışmalara imza atmıştır.

Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde halen sergisi devam eden Abdülkadir Yıldırımın eserlerini izlerken kendinizi doğanın içinde bulacaksınız. Uzusokak'taki Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün sergi salonunda sanatla kültürle, doğanın renkleriyle buluşmak için sergiyi izlemenizi tavsiye ederim.