Haftanın en önemli maçında geçen sezonun şampiyonu Trabzonspor, Galatasaray ile karşı karşıya geldi. Oynanan futbola baktığınızda bir puan çok iyi sonuç.

Şampiyonlar Ligi’nde Kopenhag’a elenerek UEFA Avrupa Ligi’ne kalan ve taraftarlarını üzen Trabzonspor’dan haklı olarak bir patlama bekliyorduk.

Ancak maça saatler kala sakat olan futbolculara yenileri eklenirken, haklı olarak yeni transferlere umut bağladık.

Trabzonspor sakat oyuncularının fazlalığı nedeniyle, ideal kadrosundan çok uzaktaydı. Abdullah Avcı, elindeki en iyi onbirle maça başladı. Trabzonspor daha çok kendi yarı alanında hızlı ataklarla pozisyon aradı. Ancak nafile… Çünkü ne Djaniny ne de Trezeguet kanatları uçuramadı. Ağustos böceği kadar bile ışıkları yanmadı. Cornelius’u yapayalnız bıraktıkları gibi bencillikleriyle de takımlarını skordan ettiler.

Mertens’e çok net pozisyonunda geçit vermeyen Taha, takımının soyunma odasına 0-0’lık beraberlikle gitmesini sağladı.

Trabzonspor ikinci yarıya Djaniny- Kouassi ve Siopis-Gbamin değişiklikleri ile başladı. Orta alanda çoğalmakta zorlanan Trabzonspor, bu bölgeyi daha etkili kullanmaya başladı.

Dakikalar 77’yi gösterirken Kopenhag maçındaki benzer görüntüyü yaşadık. Kopenhag maçında Cornelius’a pas atmak yerine topu kaleciye nişanlayan Djaniny’nin yerini bu kez Trezeguet aldı. Cornelius’a pas atmak yerine kaleye şut deneyen Trezeguet sert vurdu ama Muslera iki hamlede topu kontrol etti.

Defansta belki de aradığı ikiliyi; Vitor Hugo ve Bartra’yı bulan Trabzonspor maç boyunca takım halinde savunmada hata yapmadı. Kaptan Uğurcan’ın yokluğunda kaleyi devralan genç eldiven Taha, iki kurtarışla takımının bir puan almasına önemli katkıda bulundu.

Yeni transfer Gbamin ilk maçı olmasına rağmen Bartra gibi bize iyi ışık verdi. Ancak Bardhi henüz uyum sağlayabilmiş değil. Trezeguet ise üzerindeki baskıdan olsa gerek gerekli katkıyı bir türlü veremiyor. Sakatlar dönmeden bu takımın toparlanması zor gibi görünüyor.

Transfer şart. Ama bunu kesinlikle Cornelius’a bağlı olarak söylemiyorum. Aslında Cornelius’a üzülüyorum. Çünkü Cornelius'un etrafındaki tüm ışıklar sönmüş, şampiyonluğa önemli katkılar koyan, gol krallığına oynayan santrforu adeta karanlıkta kalmış gibiydi. Kendisine atılması gereken paslar atılmıyor, etrafında benciller cirit atıyor.

Gidenler de olmalı gelenler de olmalı. Zaten hoca da bunun işaretini verdi.

Bu takım bu sene de güzel işler yapacak. Buna inanıyoruz. Ancak yönetim transferde geç kalarak yaptığı hataları düzeltmeli. Orta sahaya hücumu organize edecek bir beyin şart. Bu kadro Avrupa Ligi'nde de zor iş yapar.

Kalın sağlıcakla…