Kural tanımazlığın yaşam biçimine dönüştüğü ve her geçen gün, yaşam alanlarımızın türlü tehditlerle terörize edildiği bir ortamda… sorumluların ortalarda görülmemesi ne yaman bir çelişkidir? Özellikle de bir büyük şehirde yaşadığınız iddia ediliyorsa eğer, sorun daha bir karmaşık hal alıyor demektir.
Bu gün, bu sorunlar yumağının bir ucundan, Trafik boyutundan çekiştirmeye çalışacağım. Zira Büyük Şehir Belediye başkanı sayın Gümrükcüoğlu’nun basına yaptığı açıklamada; Karayolları Bölge Müdürlüğü ile ortaklaşa yürütecekleri, Yonca kavşak ve farklı projeler sayesinde sorunun çözüme kavuşacağı müjdesi beni ziyadesiyle heyecanlandırdı. Yine başkanın ifadesiyle öğrenmiş olduk ki, meğerse Trafik sorunsalı; “Trafik şube müdürlüğünün yanlış bir uygulaması nedeniyle” oluşuyormuş!, “Trafik şubenin UKOME’nin onayı olmadan yaptığı düzenleme” sorunun kaynağı imiş! Biz de bu vesile ile aydınlanmış olduk!..
Günümüzde Trafikte sürüş, en yaygın tüketim davranışlarından birisidir .Denetimsiz ve Agresif sürüş ise insanların yaralandığı, “üçte ikisinin” hayatını kaybettiği, tüm kazaların 1/3’ünün nedenidir.
Sağlı sollu, gelişigüzel park etmiş araçların da katkılarıyla ulaşılmaz hale gelen trafikte aracı kullanan şayet siz iseniz, diğer araç sürücülerinden kaynaklanan hataları da düşündüğümüzde gününüz agresif bir sürücü marifetiyle çoktan kabusa dönüşmüş demektir!
Karayolunu kendi çöplüğü sanıp, ha bire eşeleyen sürücülerin! Kendini özel mülkünde sanıp;; hoyratça manevralar ve trafikte her tür tacizde bulunup, kullandıkları aracı kendisinin bir uzantısı olarak görmesi onlara göre gayet doğal olabiliyor!..
Yaşları kaç olursa olsun, kendi öz-kimlikleri oluşturamamış insanların, kendi araçlarını ve sürüş becerilerini gösterme ihtiyacı diğerlerine göre daha bir baskın oluyor! Psikologlara göre; öfkeli araç kullanmaya eğilimli olma ile saldırgan sürücülük davranışları birbiriyle ilintilidir. Hepimiz gün içinde ve yaşamımız boyunca “içi çöp dolu” insanlarla karşılaşabiliyoruz. Peki kendimizi bunlardan nasıl koruyup, sakınacağız?
Çözümleme noktasında “ÇÖP KAMYONU TEORİSİ” nin bu soruna ışık tutacağını umuyor ve paylaşıyorum:
“ Kadın taksiye binmiş ve havaalanına gitmek istediğini söylemişti. Sağ şeritte yol alırken, siyah bir araba park ettiği yerden aniden önlerine çıktı.
Sürücü çarpmamak için sert şekilde frene bastı. Taksi kaydı, ama diğer arabaya çarpmaktan kıl payı farkla kurtuldu.
Siyah arabanın sürücüsü camdan başını çıkartıp, bağırmaya ve küfretmeye başladı. Taksi şoförü ise gayet sakin ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı.
Kadın bütün bu olanların şokunu yaşarken, taksi şoförünün tavrına daha da şaşırmıştı. Sordu; Neden böyle davrandınız, Adam nerdeyse arabanızı mahvedip, ikimizi de hastanelik edecekti?
Taksi şoförü gülümsemeye devam ederek; Çöp Kamyonu Kanunu dedi.
Kadın; Çöp kamyonu kanunu ne? diye sordu anlamamıştı…
Şoför açıkladı; Pek çok insan çöp kamyonu gibidir. Her tarafta içleri çöp dolu olarak dolaşıyorlar; kızgınlığı, öfkeyi ve hayal kırıklığını biriktiriyorlar. Ancak doldukça çöpleri bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar. Bu bazen ben, bazen siz olabilirsiniz.
Kişisel almayın. Sadece gülümseyin onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin. Onların çöpünü, stresini alıp işyerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın.
Başarılı insanlar çöp kamyonlarının günlerini mahvetmesine ve ellerine geçirmesine asla izin vermezler.
Hayat sabahları pişmanlıklarla uyanmak için çok kısa, dolayısıyla size iyi davranan insanları sevin, iyi davranmayanlar için iyi temennilerde bulunun.
Hayat karşılaştığınız olaylar % 10’uyla ne yaptığınız, % 90 onu nasıl alıp karşıladığınızdır.”
Trafik, doğası gereği türlü engellemelerle yoğun bir ortamdır. Özellikle de yöneticilerin “derin uykulardan” bir türlü uyanamadığı sürelerde iş başa düşer dostlarım!..
Yaşadığımız olumsuzluklarla çöp kamyonlarının yada hayatta karşılaştığımız tüm zorlukların, bizim gülümsememizi çalmasına izin vermeyelim; biz gülümseyelim ki dünya değişsin.. zira “gülmek devrimci bir eylemdir.”
Stresten uzak Kazasız günler diliyorum herkese…
