Ülkemizde baştacı etmemiz gereken önemli bir kesim var, çiftçiler. Çoğu zor şartlarda ve esasen ekmeğini topraktan çıkararak yaşam mücadelesi veriyor. 2926 sayılı Kanunla Tarımsal Faaliyette bulunanlara Bağ-Kur’lu olma hakkı getirildi. Tarımsal faaliyette bulunduğunun kanıtı olarak da ziraat odası kaydının bulunması isteniyor.
Tarımsal faaliyette bulunduğu halde ziraat odası kaydı bulunmayanlar veya zamanında kaydını yaptırmamış olanlara tarım sigortalısı olma hakkı verilmemiştir. Daha sonra SGK tarafından çıkarılan tebliğlerle çiftçilerin satmış oldukları ürünlerden yapılan tevfikaf kesintilerinin belgelenmesi durumunda 1994 yılına kadar geriye doğru sigortalı olma imkanı sağlanmıştır.
Ancak esas sorun, tarımsal faaliyette bulunduğu halde ziraat odası kaydı bulunmayan veya zamanında ziraat odasına kayıt yaptırmayan çiftçilerin sosyal güvenlikten yoksun kalmasıdır. Şöyle ki Anadolu’nun ücra köyünde evinin ihtiyaçlarını karşılamak için tarımsal faaliyette bulunan çiftçi ziraat odasına kayıt yaptırmamış veya sattığı üründen kesinti yaptırmamış ise mevcut mevzuata göre tarımsal faaliyette bulunmadığı anlamına gelmekte ve sigortalılık hakkı verilmemektedir. Halbuki bu çiftçiye Tarım Bakanlığı tarafından 2001 yılından beri tarımsal faaliyette bulunduğundan kendisine doğrudan gelir desteği ödenmektedir. Ancak ziraat odası kaydı yok diye veya sattığı üründen kesinti yaptırmadı diye Devlet kayıtlarında tarımsal faaliyette bulunduğu sabit olan köylü vatandaşlarımız sigortalı yapılmamaktadır. 5510 sayılı Kanun ziraat odası kaydı bulunanı değil tarımsal faaliyete bulunanları sigortalı saymış, bildirim mükellefiyeti yönetmelikle ziraat odasına verilmiştir. Tarım Bakanlığı kayıtları ise dikkate alınmamıştır.
Tevkifata istinaden sigortalı tescilde ki sorun ise, kimsesiz köylü amca veya teyze sağmış olduğu ineğinin sütünü çarşıda tüccara vermesi için köyün dolmuşu ile çarşıya gönderdiğinde tüccar sütü almakta, tevkifat kesintisini sütün sahibi olan köylü adına değil sütü getiren şoför adına yapması durumunda sigortalılık hakkından köylü yararlanamamakta, tarımsal faaliyeti olmayan şoför tarım sigortalısı yapılmaktadır.
Esnaf ve şirket ortaklarına 1479 sayılı Kanunun çıktığı yıldan bu yana 5 kez geriye doğru borçlanarak sigortalı olma hakkı verilmiş olmasına karşın Tarımsal faaliyette bulunanlara böyle bir hak bir kez bile verilmemiştir.
Çiftçilerin sosyal güvenlik sorununu çözmek için kanun değişikliği yapmadan, yönetmelikte yapılacak bir değişiklikle Tarımsal Desteklemenin başladığı 2001 yılına kadar (ziraat odası kaydı olmayan veya adına tevkifat yapılmayan ancak Tarım Bakanlığı kayıtlarında tarımsal faaliyette bulunması nedeniyle) tarımsal destekleme alan köylülerimize, geriye doğru borçlanma yaptırılmak suretiyle sigortalı olması sağlanmalıdır. Yönetmelikle olmaz deniyorsa SGK tarafından Kanun tekliflerine tarımsal destekleme alan ve Devlet Kayıtlarında tarımsal faaliyette bulunduğu sabit olan ancak ziraat odası kaydı bulunmadığı gerekçesi ise sigortalı sayılmayan köylülerimizin sigortalılık sorunu çözülmelidir.
Gelenekler Ramazan
Bingöl’de yaşanıyor
Medeniyetler beşiği Şanlıurfa’da 18 yaş üstü erkeklerin kış gecelerini değerlendirmek üzere yaptıkları ev toplantılarına ‘Sıra Gecesi’ veya ‘Sıra Gezmek’ deniyor. Dostların ve güzel insanların bir araya geldiği bu gecede önemli bir kültür yaşanıyor.
Gurme, işletmeci, yazar ve birçok sivil toplum örgütünde faydalı çalışmalar yapan değerli ve kadim dostum Ramazan Bingöl, Şanlıurfa yöresinin en önemli geleneklerinden birisi olan Sıra Gecesi kültürünü İstanbul’da yaşatıyor. Gecede Sıra Gecelerinin olmazsa olmazı olan musiki ise Sağlık Bakanlığı İletişim Koordinatörü Osman Güzelgöz’ün sunumu ile Şanlıurfa yöresinin tanınmış üstadlarından Ali Gencebay ve arkadaşları tarafından icra ediliyor.