Türk Milli Takımı tarih yazarak Fransa'nın yolunu tutarken ilginç bir serüveni geride bıraktı.
Fatih Terim bilerek bilmeyerek 2010-2011 yılında şikeye bulaşmış oyunculardan arınmış bir milli takımla son beş altı maçı oynadı. Temiz insanlarla temiz netice alırsın gerçeğiyle işi istediğimiz gibi gitti.
Fenerbahçe'nin şikeye direkt temas etmiş üç oyuncusu Emre Belezoğlu, Volkan Demirel ve Semih Şentürk milli takıma alınmamıştı. İşte bu şaibeli oyuncuların olmaması işlerin seyrinde gitmesine vesile oldu.
Golümüzü atan oyuncu Selçuk İnan elinden şampiyonluğu çalınan oyunculardan biri. Ayrıca sahada Umut gibi temiz yürekli oyuncunun da Trabzonspor'un şampiyon olduğu yıla az çok damgasını vurduğunu da belirtelim.
Fener'den milli takımda bulunan oyuncular, Caner hariç o şaibeli yılda görev yapmamışlardı.
Bu milli takımı ağırlıklı Şenol Güneş'in oyuncuları oluşturdu. Sayalım; Selçuk İnan, Umut Bulut, Volkan Şen, Ozan Tufan, Oğuzhan Özyakup, Cenk Tosun, Serdar Aziz, Şener Özbayraklı.. Tam 9 oyuncu Güneş’in rendesinden, planyasından geçmiş oyuncular..
Arda Turan, Hakan Çalhanoğlu ve Türkiye'nin en efendi oyuncularından Hakan Balta'yı buna ilave ettiğimizde milli kadronun iyi niyetli, haysiyeti olan, kişilikli oyunculardan kurulmuş olduğu görülür.
Bu kadroya Okay'ın dışında, Onur, Yusuf ve Mehmet Ekici de katıldı mı milli takımın şahsiyet olgunluğu daha da yükselecek.
İstanbul'un şikeci ikliminden Anadolu'nun bereketli mevsimine taşınan milli takım Turan bereketiyle ve Mevlana sevgisiyle ışıldadı.
Turan, Türklerin bir bayrak altında kuracakları devletin adıdır. Önceki akşam Turan devleti adına ilk adımı Kazakistan, Letonya filelerini İslambek(y) adlı oyuncularıyla sarsarken bu ülkünün bayraktarı oluyordu.
Kazaklar Türk ülküsü için oynadı. Kendilerine ne kadar müteşşekkir olsak azdır.
Selçuk, Rusya'nın Hazar Denizi'nden Suriye topraklarına gönderdiği akıllı füzelerden daha akıllısını İzlanda'nın patriyotla koruduğu kaleye gönderirken Türk'ün azminin üzerinde kimse hesap yapmasın hakikatini haykırıyordu.
Fatih Terim tekrar İstanbul'un baronlarına teşne bir milli anlayışa dönmediği takdirde önü hep açık olacaktır. Milli duyguları sözde takımların duygularına tercih eden ve ağırlığı kirli futbolun mümessilleri olan o kulampara insanlara inşallah kıblesini tekrar dönmez. Eğer başlattığı bu yolu sürdürürse Türk futbolu hem Anadolu'ya yayılır hem de milli takım herkesin milli takımı olur.
Son olarak Savcı Mehmet Berk'in ifade ettiği "Şike yoksa ben kendimi Boğaz Köprüsü'nden atarım" gerçeğinin failleri milli kadrolarda yer almaz ise bu takımı kalbinde Türklük sevgisi olan her birey sever.
Aksi bir durum bizi eskisinden daha kötü duruma düşürür.
Bir uyarıyı da zaman aşımına uğramadan yapalım. Fransa'ya gittik diye sevinirken FİFA şike olayını kapatanlardan dolayı bize baskın bir ceza verirse ve milli takımı 5 yıl men ederse kimse ağıt yakmasın.. Bu işi organize örtenler ve Feneri milli duyguların önüne çekenler bundan sorumlu olacaktır.
Bu sözüm yabana atılmaması gereken bir uyarı olarak bazı kulaklara küpe olsun..