Dünyada futbolun en sevimli rengidir bordo-mavi. İmkânsızı imkanlıya dönüştürmenin de adıdır bu renkler.
Renklerin kardeşliğinden hareketle nerede bordo-mavili bir takım görsem onun kazanmasını isterim. Şampiyonlar Ligi'nde 4-0 gibi fecaat bir skorun altından kalksa kalksa bordo-mavili renkler kalkardı, nitekim de öyle oldu. Barcelona elendi dendiği anda renktaşı Trabzonspor'un plakası 6-1'i yazarak rakibi kibirli madamlar takımı Paris Sen Jermen'i eledi.
Rüya gibi bir maçtı. İniesta yoktan bir pozisyonu dirilterek attırdığı golden sonra etrafımdakilere dedim ki 'Barça turu geçti.' Bu iddialı sözlerimi yere düşürmediği için o bordo-mavili renklere müteşekkirim.
Yıllar evvel bir başka bordo-mavili takım olan Trabzonspor kupa maçında o zamanın futbol baronu Cavit Çağlar'ın takımına 3-0 yenilmişti. Çok haksızlıklar olmuş, olmayacak pozisyonlarla Fırtına ağır bir skorla evine dönmüştü. Türk futbol kamuoyu bordo-mavilileri elenmiş sayarak bu skorun altından kalkamayacağından dem vurmuştu.
Ben o yıllarda Van'da üniversitenin son sınıfındaydım. Maç günü elim bir hastalıktan kaybettiğim arkadaşım Prof. Dr. İsmet Berber'in evinde müsabakayı bekliyorduk. O zaman asistan olan arkadaşımla turu geçip geçemeyeceğimizi tartıştık. Ben çok rahat geçeriz iddiasındaydım. Rahmetli 'Turu geçelim sana bir takım elbise almazsam namerdim' dedi. Ben sustum. Geçemezsek benim pek de bir şey alacak ekonomik gücüm yoktu. Durumu bilen rahmetli 'Sen beni bir yemek yedir yeter' dedi. Ben de 'Tamam' dedim.
Maç başladı. İlk golü attık ama Bursasporlu Vedat karşılık verince skor 1-1'e geldi. Rahmetli 'Yemekler geliyor' diyor ama adeta burnundan soluyor. Ben 'Hiç endişem yok, senden takım değil güzel bir tişört istiyorum' dedim.
İkinci yarıda bordo-mavi fırtınası vardı. Beşinci golü Diyarbakırlı Şehmuz, muz bir iç falso ile köşeden ağlara gönderince biz birbirimize sarılmış adeta sevgiden çocuğunu boğan anneler gibi nefes kesmiştik.
Barça maçını izlerken renklerin kardeşliğinin farklı coğrafyalarda rakiplerine yaşattığı kaderin müsavi bir kader olduğunu gördük.
Eğer şerefsiz bir futbol ikliminde yaşıyor olmasaydık nice bordo-mavi coşkular yaşardık. Bugün evet demede hiç tereddüt etmezdim bordo-mavi aşkımızın gözyaşları dinmiş olsa. Ama hala tutsak bir kupa ve o üzüntüye dayanamayıp ölen futbol şehitleri aklımdan çıkmıyor.