En vazgeçilmez tutkumuzdur Çay, çaysız bir hayatı düşünemeyen tutkunları çok vardır. Biz de bu tutkuları işine yansıtan bir çay sanatçısını yazalım.
Bir ömrün demi...
Uzun sokakta iki metre karede geçen bir ömür; Adil baba…
Her sabah gün ışımadan açar dükkanın kapısını, gelinin duvağını kaldırırcasına mutlulukla
Heyecanla...
Ocağını içindeki aşkla yakan, demliğine çayın yanı sıra bir tutam da sevgi koyan süzgecinden emek damıtan bir adam; Adil Ataoğlu
Trabzon’da uzun sokaktaki minicik dükkanında 60 yıldır çay yapıyor.
Yeri küçük hatırası devasa bu yere her gün adım atmak oksijen çadırına girmek gibi gelir beyaz saçlı bu adama...
İki metrelik alan plaza ya dönüşü verir gözünde aniden...
Müdavim dostları vardır. Zeki baba, Mevlüt dayı ve türkücü Mustafa Turhan. Sırf onu görmek ve çayını içmek için her gün gelirler. İşine duyduğu sevdayı her zaman aynı demde tutmak zordur elbet
Temizliği, saflığı yaş tanımaz hizmeti ve nezaketi çayına bir kat daha dem katar.
Kimi açık çay, kimi demli çay, kimi de süzgeçli çay ister. Hepsine çayını verirken çayın tadını ve dostluğunu anlatır.
Yaşlı bedenine inat pazar günü de ocağını açar ama çay satmak için değil bardaklarını, kaşıklarını ve demliğini saatlerce temizlemek için. Tek tatil gününde dudak payı kadar bile ayrı kalmaya dayanamaz yüreği sevgiyle koşar ocağının başına.
Tek sosyal etkinliği, cenazeye ve camiye gitmek... Dinlencesi ise berber ve dişçi koltuğu olur.
Çayın memnuniyet duyduğu tek demlik Adil babanın demliğidir. Usulca girer suyun koynuna ve hiç Nazlanmadan verir rengini, bilir ki emin ellerdedir.
Yaşı 90’a yaklaşan Adil baba artık o çok sevdiği çay dünyasından ayrı kalmaya başladı. Zamana karşı koyamayan bedeni onu taşıyamıyordu artık.
Haftada bir kez çayını içmeye geliyor artık dükkanına Adil baba, çayını hiç değişmedi o tada alıştırdı insanları 60 yıldır.
Ama bu ülke hala daha çayının tadını bulamadı. Soğuk, acı ve bayat bir çay içmeye çalışıyoruz. İç içebilirsen artık.
O zaman yap bi çay Adil baba!
Demli olsun...