Köşe yazarı olmak sorumluluk gerektirir. Ait olduğu millete aydınlık yollar açmayan, onları ayıtmayan bir yazar ya kendi cebi hesabına ya da başkalarının taşeronluğu hesabına çalışıyor demektir.

Ben Afrin'e bir operasyonun kaçınılmaz olduğunu taa 02 Mayıs 2017 tarihinde yazmıştım. O tarihte neler yazdığımı yeniden okurlarımla paylaşmanın tam zanaı diye düşünüyorum.

***

Türkiye büyük bir beka savaşı veriyor. ABD'nin aleni desteğini alan Bölücü Kürt gruplar; PKK, YPC, YPG unsurları hem Sincar'da hem de Karaçok'ta ağır kayıplar verdi. Özellikle komuta ve iletişim merkezi olarak kullanılan bu alanlar yerle bir edildi. Türkiye bu hamlesiyle, terör örgütlerinin hamiliğine soyunan başta ABD olmak üzere bütün emperyalist devletlere "beni hesaba katmadan bu topraklar üzerine hesap yapamazsınız" dedi.

Peki Amerika NATO'da müttefiki olan Türkiye'yle değil de neden PKK gibi kanlı bir örgütle buralarda fink atıyor? Nedeni belli, ABD Suriye'nin Kuzey'inde bir terör devleti kurma çabasında. Bir yandan petrolü ve diğer enerji kaynaklarını bu koridordan nakledecek diğer yandan da  İsrail'e yukarıdan gelecek tehlikelere karşı tampon oluşturcak. Yani bir taşla iki kuş vurmuş olacak.

Diğer bir emperyalist devlet olan Rusya da aslında katil Esed'e sırt vererek bu koridoru kesmek istiyor. Biz de katil Esed varken onlara yanaşamıyoruz. Aslında çıkarlarımız Rusya-Türkiye ve Suriye resmi devletinin birarada bulunmasını gerekli kılıyor ama başından feci şekilde kopan bağlar, bir de Esed'in çoluk çocuk demeden her türlü bombayla yaptığı katliamlar, bize rücu imkanı vermiyor. Yani aşağı tükürsek sakal yukarı tükürsek bıyık ikilemi içindeyiz. Peki manazara buysa Türkiye tükürmeyecek de balgamı yutacak mı?

Tam da biz de bunun cevabını arıyoruz. Bu vasatta bizim yaptığımız iş  "ABD'nin terör koridorunun önünü kesmek, bir yandan da Suriye'de makul yeni bir muhattap yaratmak" hamleleridir. ABD'nin yolunu yakında Afrin'e yapacağımız bir 'Aferin' operasyonuyla durduracağımız kanaatindeyim. Hatta Afrin'e kara birlikleiyle de girip oradaki bölücü unsurları temizledikten sonra şehri güvendiğimiz ellere bırakacağımızı öngörüyorum.

 Rusya ilk etapta bu tavrımıza vaveyla edecek ama onun da işine gelen bir hamle olduğu için bölgenin Suriye resmi devletine teslim edilmesini talep edecek. Biz de "evet Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanayız ama Esed varken bu insanların kaderini ona emanet edemeyiz" diyeceğiz. Yani Esed'i değiştirin biz de sizin talebinizi karşılayalım anlamındaki talebimize şayet makul bir hamle ile Rusya çözüm bulursa ABD bir kez daha Ortadoğu'dan amiyane tabirle üçün birini alarak dönmüş olacak.

Asıl hesaplaşma da ondan sonra yaşanacak. ABD'ye güvenen PKK ve bileşenleriyle başbaşa kaldığımızda onlara ölümlerden ölüm beğen diyeceğiz. Demem odur ki Türkiye, Sincar ve Karaçok operasyonuyla satranç nasıl oynanırın en nadide numunesini gösterdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan "Bir gece ansızın gelebiliriz" sözünü boş yere mi söyledi. Bence adres öncelikle Afrin, sonrasını onlar düşünsün.

***

Evet bunları yazmıştım yaklaşık bir yıl önce. Yazdıklarımın hayali olduğunu, Türkiye'nin Afrin'e girecek mecali olmadığını söyleyen sola yandaşlaşmış ve yamalanmış arkadaşlara "Ne oldi rengunuz mi soldi" diyorum.

Türk milletinden olup bu milleti tanıyamama talihsizliğini Allah kimseye yaşatmasın!