Bir restoranda kurye olarak çalışan motosiklet sürücüsüne teslim etmesi için yeni bir sipariş verilir... Siparişleri Boztepe’de bulunan bir otel inşaatına getirmesi istenir...
 Kurye, Tanjant yolu üzerinde karşı şeride geçmek için ileride bulunan dönemeci kullanmaz ve yayalara ait olan geçidi kullanarak Zeytinlik Caddesi’ne girer.. Cadde eski Arnavut taşlar ile kaplı dik bir bayırdır.. Saat henüz 15:30 sularıdır ve acele etmesi gereklidir.. İnşaatta bekleyenler bulunmaktadır.. Motosikletin gazından elini hiç düşürmeden bir çırpıda dik yokuş çıkılmıştır.. Gözaçan camisinin hemen önüne düşer..
Artık yeni bir kesek yol arama telaşı içerisinde iken bir anda aklına Boztepe Kütüphanesinin yanındaki az önce çıkmış olduğu dik bayıra rahmet okutacak yeni bir yol gelir aklına.. Buranın da sonuna geldiğinde sol tarafa döner ve çok gitmeden gitmek istediği inşaata varır.. Siparişleri motorun arka kısmında bulunan kırmızı kutudan çıkarır ve inşaat alanına girer.. Bu sırada yan tarafta bulunan lacivert renkli bir minibüs dikkatinden kaçar.. Kendisine şantiyenin teknik bölümü adres olarak verilmiştir..
O tarafa doğru ilerlediği sırada bir adamın kenarda kendi kendine konuşarak bir şeyler yaktığını fark eder.. Duraklar.. Çok dikkatli bir şekilde adama bakmaya başlar.. Şahıs kendi kendine “siz beni yakacağınıza ben sizi yakı vereyim de görün.” Kelimelerini konuşmaktadır.. Kurye usulca adama yaklaşır.. Küçük bir ateşin içerisine kendi kendine konuşan adamın para atarak yaktığını fark eder.. Önce bir anlam veremez ve “Acaba reklam paralarını mı yakıyor?” diye kendisine sorar..
Biraz daha dikkatli baktığında Adamın gerçek paraları ateşe attığını farkına varır.. Siparişleri yere koyar.. Adamı engellemeye çalışır.. Sesleri duyanlar ateşin başına koşar.. Adam engellenir ve Kemik Hastanesi’ne getirilir.. Az önce kapıdaki lacivert aracın bu adama ait olduğu öğrenilir.. Şirketine haber verilir yetkililer bahsi konuda adı gecen yere gelir..
Araç içerisinde bir para çantası vardır.. Yetkililer çantayı açar hesaplar 60 bin TL vardır.. “Peki; diğer para nerede?” diye sorarlar.. Muhasebe aranır 94 bin TL kayıptır.. Hastaneye gidilir, paralara ne oldu diye sorulur.. Adam “yaktım” der.. Bir anda herkes birbirine bakar.. “Ciddi misin?” adamdan daha ses çıkmaz..
94 bin TL yanmıştır.. Şirket sahibi adamdan şikayetçi olur.. Durum polise bildirilir.. Asayiş Şube ekipleri hastaneye gider.. Genç adamın ifadesi alınmak istenir.. Doktorlar, genç adamın psikolojisinin bozuk olduğunu ve dikkatli olunmasını söyler.. Polisler sakin bir şekilde adamın yanına girerler.. Polis sorar, “Neden yaktın?” Herkes heyecanlıdır, adama dikkat kesilirler.. Derin bir bakış atar adam ve “Müşteriden geliyordum Ahi Evren Camiinden aşağıya inerken yan koltuğa siyah gölge geldi bana “Paralar seni yakacak” dedi be nde korktum paralar beni yakacağına ben paraları yakarım dedim ve yaktım” dedi.. 
THE END.
Ben de sizin gibi dedim “hadi be” Trabzon Asayiş Müdürlüğü herhalde tarihi boyunca böyle bir olaya bakmamıştır..