Türkiye’nin sonucu merakla beklediği 1 Kasım erken genel seçimlerinden AK Parti zafere çıktı.
AK Parti galip gelirken, kaybeden ise MHP ve HDP oldu. 7 Haziran seçimlerine ciddi hatalar ile giren AK Parti, 1 Kasım seçimlerine bu hataları ortadan kaldırarak girince rekor oy alarak iktidar oldu. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri arasında geçen zamanda yaşanan gelişmelerin halkın üzerinde oluşturduğu etki, oyların AK Partiye gitmesinden önemli unsur oldu. Görünen o ki, vatandaş Türkiye üzerinde oynanan oyunları, 5 ay içinde oluşturulmak istenen kaosa son verdi.
Kendini iyi anlatan kazandı.
Millet dedi ki; ben ‘kaos değil istikrar istiyorum’ ‘İstikrar’ı ve ‘mesele memleket meselesi’ sloganını 81 ilde en iyi şekilde halka anlatan AK Parti’nin tek başına iktidara gelmesi kaçınılmaz bir hal aldı. Bu durumu iyi okuyamayan ve vatandaşa derdini, istediğini anlatamayan muhalefet de sandıkta adeta çakıldı. Bu seçimde AK Parti’de 3 dönemini doldurmuş ve 7 Haziran’da seçime girememiş isimlerin partiye dönüş yapması da önemli bir adım olduğu 2002 ruhunu millete hissettirdiği bir gerçektir.
Anlatma, dinleme, ve geçmişe yani öze dönme hareketi AK Parti’nin sandıkları patlatmasına neden olurken, söylemleriyle hep açık veren MHP ise kaybetmekten kaçamadı. Özellikle Türkiye’nin vazgeçilmez partisi haline gelen, tarihiyle, ideolojisiyle milletin gönlün de taht kuran MHP, 7 Haziran ve 1 Kasım arasındaki zaman dilimindeki ‘olumsuz’, ‘hayırcı’ görünümüyle oylarını AK Parti’ye kendi eliyle vermiş oldu.
Hızlı bir şekilde yara, sarılabilir..
Belli ki, Devlet Bahçeli’nin ‘istifam söz konusu değil, beni ancak ülkücü hareket gönderebilir’ sözleri ‘istifa et’ seslerini önümüzdeki süreçte dindirmeyecek. Ve MHP’nin tabanı, tavanı Devlet Bahçeli’nin istifası yönüne tavır koyacak.
Önümüzde geniş bir zaman dilimi var, MHP’de eğer bir ‘istifa süreci’ yaşanır ve Devlet Bahçeli koltuğunu devrederse, Milliyetçi Hareket Partisi’nin daha güçlü bir şekilde yola devam edeceği ve önümüzdeki süreçte aldığı ‘1 Kasım’ yarasını çabucak saracağı da ortadadır.
Devlet Bahçeli’ye parti içinde dile getirilmese, yüzüne söylenmese bile Genel Merkez’de büyük bir baskı altında olduğu görünebiliyor.
Bakalım Sayın Bahçeli, bu baskıya ne kadar dayanabilecek...
Trabzon’daki takım oyunu..
Gelelim, AK Parti’ye %66’lık büyük bir destek veren Trabzon’a..
Tartışmasız bir zafer... Trabzon’da AK Parti’nin kazanmasını sağlayan etkenleri sayarsak kolay kolay bitmez diyebiliriz. Çünkü, bilindiği üzere AK Parti teşkilatlarıyla güçlü olan bir oluşum. Bu Trabzon’a 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra yani 8 Haziran’da gelen Süleyman Soylu’nun, Muhammet Balta’nın, Adnan Günnar’ın, Ayşe Sula Köseoğlu’nun, Salih Cora’nın, Ergin Aydın’ın,  İl Başkanı Haydar Revi’nin, il yönetiminin, ilçe teşkilatlarının, mahalle başkanlarının, AK Parti Gençlik kollarının başarısıdır. Yani AK Parti’de Trabzon’da tam anlamıyla takım oyunu gerçekleştirerek zafere ulaşmıştır.
Dağınıklık olmadan, istişare haline, uyumadan...
%66 oy oranının tek sebebi tam olarak budur.
Bu şehir ne ister?
Peki, gelelim bu başarının taçlandırılmasına.
Trabzon yeni hükümetten ne bekliyor... Trabzon artık yeni hükümetten bakanlık bekliyor.
Projelerle Trabzon’u coşturacak, mega projeler hayata geçirecek, bizde proje açılışından açılışına koşarken, takdir edeceğimiz bir bakanlık. Negatif düşünürsek ve AK Parti hükümetinin içerisinde Trabzon’a bir bakanlık verilmezse, tam bir hayal kırıklığı söz konusu olur.
Bir an önce toparlanın!
Son olarak, Trabzon’da bir varlık gösteremeyen CHP ve MHP’nin bir an önce toparlanarak AK Parti’nin projelerini takip etmesi gerek. AK Parti’nin hemen yanında olması gerek ki, projeler Trabzon’a gelsin..
Hep birlikte Trabzon için koşturacak olan tüm siyasi parti temsilcilerine yeni dönemde başarılar diliyorum. Hep birlikte çalışın, Trabzon kazansın!