Tamam futbol 3 kombinasyonlu bir oyun. Ya yeneceksin, ya berabere kalacaksın, ya da yenileceksin. Ama diken üzerindeyken yenilmenin de bir adabı var.
Efendim Trabzonspor bize acımamışmış... Tabii ki acımaz. Haftalardır kötü sonuçlar alan, cezalarla boğuşan, iki futbolcusu alacakları için TFF’ye başvuran bir takım, rakibi Komşu Rize diye maçı bize mi verseydi? Haftalardır puan alamayan Rizespor pirim elde edemediği için geçen ay maaşları bile ödeyememişti, şimdi Trabzon 1 milyar TL’nin üzerindeki pirimden mi olacaktı...
O yüzden Trabzonspor’un bizi mağlup etmesinden dolayı komşuya kızmaya hakkımız yok. Bu futbol. Çıkıp sahada yüreğini ortaya koyup oynayacaksın. Kupa maçında Galatasaray karşısında direnip de genç isimlerin de yer aldığı Trabzonspor karşısında dökülmeyeceksin.
Hele hele 6 gol hiç yemeyeceksin. Her zaman yazıyorum; Evet bir takım yenilebilir. Canla, başla oynarsın ama şans senden yana olmaz, yenilirsin. Ama taraftarın seni alkışlar. Yeri geldiğinde hiç haketmediğin halde galip gelirsin –ki Rizespor bu örnekleri de çok yaşamıştır hem bu sezon, hem de geçen sezon.
Ama 6 gol yiyorsan, orada bir durmak lazım. Yenilirsen de şerefinle yenil. Bu mağlubiyetin bahanesi olamaz. Ortada futbol adına bir şey yok. Kalende gördüğün 6 gol var, 2 tane rakibin kaçırdığı net gol. Senin ise sadece 2 pozisyonun. Futbolcuların sahada koşmak yerine adeta yürürken, pasları kendilerine değil de rakibe verip dururken -ki zaten goller de bu hatalı paslardan geldi, neyin bahanesi üretilecek.
Neymiş, goller erken gelmiş de takım demoralize olmuşmuş. Düşme hattı potasındaki takımlara bakın Allah aşkına... Her maçlarında canla başla puan koparmanın derdinde sahaya çıkıyorlar. Bizimkilerin derdi nedir? 3 maç kalmış, takım hala daha “Yusuf Yusuf” ederken bu şekilde mi yüreklerini ortaya koyabiliyorlar. Yazıklar olsun.
Geçen sene 3 Mayıs 2015 tarihinde “Çaykur Rizespor: Yusuf Yusuf” başlıklı bir yazı kaleme almışım. Ligin bitimine 5 hafta kalmış ve düşme hattı potasıyla arada 4 puan vardı. Ama şimdi bitime 2 hafta var ve pota ile arada yine 4 puan var. Bir galibiyet, 1 beraberlik lazım. Haftaya Gaziantep... 33 puanda ve bizim gibi düşmemek için direniyor. Zor bir maç olacak ve puan almak şart. Peki son hafta Başakşehir.. Hani bizim sezon başı hedefimiz olan UEFA Ligine katılma mücadelesi veriyor ki, en yakın rakibiyle arasında 1 puan var. İşini garantilemediği sürece bize acır mı sanıyorsunuz.
İşte son iki haftaya böyle bir tabloda girerken en azından bir puan koparılması gereken Trabzon deplasmanında 6 gol yemek de neyin nesi oluyor? Yöneticisinden, teknik direktörüne ve futbolcusuna kadar bu hezimeti nasıl içinize sindirebiliyorsunuz çok merak ediyorum.
Dün yediğiniz hurmalar bugün bir yerinizi tırmalamıyor adeta yırtıyor. Aslında size bir şey olmuyor, olan yine Rizespor’a gönül vermiş, kalplerinde, ruhlarında Rizespor sevdası yatanlara oluyor. Yırtınan onlar. Sizler bu kafayla yine bir şekilde ligde kalmanın hesabını yapıp gelecek sezonun senaryosuna odaklanırsınız, ki o senaryoyu da zaten 7 sezondur ezberledik.
Gençler kadar olamadınız. Rizespor ile aynı saatte Trabzon deplasmanında Yeşil-Mavili U21 ekibi de Bordo-Mavili U21 ekibi ile karşı karşıya geldi. Maçın sonunda 4-1 skorla 3 puanı alan taraf bizim gençler oldu. Ağabeyleri 6-0 yenilirken, onlar 4-1 galip geldi. Ağabeyleri maçlarını kazansa 10 bin, belki de 20 bin TL adam başı pirim alacaklardı ama U21’li gençlerin pirimi sadece Huzur’da bir yemekti. Teknik Sorumlu Ogün Kutlu gençlere Trabzonspor’u yendikleri taktirde Huzur Restoranda yemek ısmarlama sözü vermişti.
Beyfendiler anlaşılan verilen pirimi beğenmemiş olacaklar ki adeta gazozuna maç oynarcasına 6-0 mağlup olmayı içlerine sindirebildiler. U21’li gençlerimiz ise yemeğinde değilerdi, yüreklerini her daim ortaya koyarak, gelecekleri için mücadele ediyorlar.
Hayalleri Rizespor A takımında oynayabilmek ama yıllardır altyapıdan ghelip de bunu başarabilen kalıcı bir isim olmadı. Bu sezon da yine onlarcası harcanıp, kimisi torpil kurbanı olacak.
Futbol yürek işidir. O yürek de para için ortaya konmaz, hayalleri olanlar yüreğini ortaya koyabilir. Ayda 200 bin TL alanların, yılda binlerce lirayı kasasına gömenlerin yürekle işi olmadığı kesin.