Zor bir hafta geride kaldı.. Futbolda Beşiktaş, voleybolda Seramiksan..
İdmanocağı’nı alkışlamak lazım..
Kulüp ne demektir herkese göstermeye devam ediyor. Şimdilik!..
Venüs Sultanlar Voleybol Lig'inde takım var. Yani Türkiye’de voleybolun en üst noktası..
Kadınlar Futbol 1. Lig'de mücadele ediyor.. Yani Türkiye’de Kadınlar Futbol Liginin en üst noktası..
Tabi bu saydıklarıma nazaran erkekler futbolda hiç de beklenen yerde olmamasına rağmen yine de varlar..
Önceki gün voleybolda Seramiksan’a yenilen Sarı-Kırmızılılar açıklama yaptı. Hakem hatalarına sitem ederek bu şekilde voleybolun ilerlemeyeceğini dile getiren Başkan Mehmet Öz'ün açıklamalarında yalnızlık vardı..
Bu yalnızlığın da sebepleri iyice irdelenmelidir.
Voleybolun en üs kademesinde olan takımımıza destek vermiyoruz. Geçtiğimiz sezon bu kulüp Ankara'da bir takıma devredilmenin eşiğinden döndüğünü biliyorum. Şayet olsaydı Trabzonlu yetkililer utanır mıydı acaba?
Aslında gönlümden geçen hiç de utanmazlar..
Geçtiğimiz sezon Cev Challange final maçındaki gibi başarı yakalanırsa manevi destek bulan temsilcimize sonraki gün sırt çevirenlerin şeceresini tutmak lazım..
Şampiyonluk fotoğrafında olabilmek için öne geçmeye çabalayan zihniyetleri göreve davet etmek istiyorum.
Bir de futbol..
Kadın futbolunda gözlemlediğim şey becerikli oyuncuları olan takımlar sonuca çok kolay gidiyor. Keza oynanan maçta Beşiktaş’ın 2 yabancı oyuncusu olmasa sahadan bırakın galibiyeti bırakın liderliği beraberlik dahi elde edemezdi.
Futbol Şube Sorumlusu Hasan Şahinkaya'nın maçtan sonra gerginliği de irdelenmeli. Dile kolay “Bize Her Yer Trabzon” sözünün en fazla söylendiği memlekette, İstanbul'da yalnız kalarak sözlü ve fiziki müdahaleye maruz kalmak üzer adamı. Ama Trabzon'da da yalnız kaldı.
Takıma gelince, en az 6-7 oyuncusu diğer kulüplerin gözdesi..
Tamam da yöneticiler “benden bu kadar" denirse?
Acaba bu durumda içi acıyacak olur mu?
Kimse ses çıkarmaz.. Herkes 3 maymunu oynar.. Sahi biz spor şehriydik, -pardon- futbol şehriydik değil mi? Biz spor şehri falan değiliz.. Sadece bu şehrin genlerinde sporculuk var.. Taşın üstünde de kendini gösterir, çim sahada da.. Süngeri soyulmuş mindere yumruk atan nice şampiyon boksörlerimiz var..
Tüylü top patlayacak diye tam manasıyla idman yaptıramayan badminton hocalarımız var..
Bir günde Düzköy, Söğütlü 19 Mayıs'ta antrenman yapan judo hocalarımız var..
Bir sahada tıkış tıkış antrenman yaptık diye kendini kandırmak zorunda olan futbol takımlarımız var..
Avni Aker'in altında yıkık harabe olan yerde kendini geliştirmek isteyen çim hokey takımımız var..
Çok merak ediyorum bu şehrin imza yetkilileri bunları gerçekten bilmiyor mu?
Yoksa ben Trabzonlulara 2 güzel laf söylesem zaten kandırırım diye mi düşünüyor?
Eyy yetkililer sahip çıkın Trabzon'a..
Yeter artık.