Ardışık seçim gündemleriyle sürekli istim üzerinde tutulup, siyasetin gündelik dedikodularına tutsak olunca! Cumhuriyetin temel niteliklerinin iğdiş edilme sürecini de göz ardı edebiliyor insan.
Nasıl mı?
Süslü kokteyl salonlarında nutuk atmakla Cumhuriyet savunusu yaptığını sanan zevatın kolaylaştırıcılığında! Anayasanın değil değiştirilmesi, teklifinin dahi yapılamayacağı maddelerin alenen tartışmaya açılması, durumun vahametini açıkça işaret etmiyor mu sizce? Durum böyle olunca da, adamın biri ortaya çıkıp, güya pozitif dokunma talebiyle! “Atatürk ilkeleri Anayasadan çıkarılmalı” deyiveriyor… ortalık karışıyor, tepkiler yükseliyor ama ne gam, halkımın değişiyle; “eşeğin aklına karpuz kabuğu” çoktan getirilmiş bir kez…
Yıkım ekibi eylem planını ısıtıp ısıtıp sürekli servise sunmakta bir beis görmüyor artık. Kaldı ki ciddi bir engelle karşılaşması da söz konusu değil; kendi içinde kavgalı, edilgen muhalefet bloğunun aymazlığında! Alt yapısı tamamlanmış planın, üst yapıdan siyasal konumlanışı tıkır tıkır çalışıyor zaten.
Anayasanın ne özü kalmış ne de ruhu.
Devrim yasalarını hatırlayanların ise sonu malum!
Parlamenter sistem desen çoktan uçmağa varmış!
Sırada ne var?
Sıra; çalınan Türk egemenliğine kılıf olarak, ruhunu yitirmekte olan çoğunluğa yeniden bir Anayasal Yurttaşlık kimliği tarifine gelmiş. O da halledildiğinde artık seçilen kafasına göre yönetecek ya da okyanus ötesine selam gönderecek!.. Kuvvetler ayrılığı mı dediniz? Artık uğurlar ola!
Yoksa siz; Egemenlik kayıtsız koşulsuz Milletindir deyip, Bağımsız Türkiye talebiyle ayağa kalkanlardan mısınız?.. Cumhur ittifakının seçtiği kişiye, yani cumhura, yani çoğulcu, çok kültürlü, çok parçalı temsili demokrasiye karşı olup, #Adalet diye yollara dökülenlerden mi?.. O zaman faşist, militarist ve hatta Kemalist’siniz!
Olsun… Kim ya da kimler hangi hain planı kurgulayıp, dilediğince kara çalsın. Cumhuriyetin direngen evlatların saldırı nereden ve nasıl gelirse gelsin, büyük Atatürk’ün Bursa Nutkuna sadık kalıp, sonuna değin duraksamadan direneceklerdir.
Cumhuriyet coşkumuz; ülkemiz insanının içini karartan fitne ve fesat illetiyle gölgelenmiş olsa da. İç ve dış işbirlikçilerin yeniden diriltmek istedikleri “Sevr ve ayrılıkçı girişim” ne denli güçlü gelse de. Koşullar ne dayatırsa dayatsın, Atatürk İlke ve Devrimlerinden, Aydınlanma felsefesinden, Laiklikten, Devletin ve milletin bölünmez tümlüğünden asla ödün vermeyecektir.
Cumhuriyetin özü, kim ne derse desin, “özgürlük, eşitlik, kardeşlik (Dayanışma) ideali ile o ufukta yolculuktur. Bu üç değerden birinin bir diğerine feda edilmesi düşünülemez. Ulusumuzun değerlerini, direnç noktalarını kırmak isteyen küresel güçlerin politik hedeflerine ve ateşli taleplerine malzeme olmaya izin verilemez.
Bugün söz konusu olan, emperyalizme karşı verilen mücadele ile taçlanıp, Anayasal olarak tariflenen Türk Milletinin vazgeçilmez bütünlüğüdür.
Ulusal birlik, tümlük ve dayanışma Cumhuriyetimizin vazgeçilmezleridir.
Yaşasın Cumhuriyet…
Ve sen,
“Ey özgürlük! Sen utanma!..Zorla ırzına geçilen kirlenmiş olmaz!..
Senin safiyetin adında, gerçek anlamında gizli.
Ülke sathında kavrandığında, Senin adın Tam Bağımsızlık...”
Cumhuriyet coşkusuyla sarmal Nice 29 Ekim lere dostlarım.