Su baskınları Beşikdüzü’nün kaderi olmamalı!
Geçtiğimiz pazar yine sel baskını yaşadık.
Esnaf sabahın köründe üstelik pazar günü işyerini koruma gayretine düşmüş!
Kızgınlık!
Nefret!
Çaresizlik!
Ne ararsanız var...
Ama nedense yüreklerde gizli!
Çözüm;
irade, sabır ve zaman...
Elini taşın altına koyabilecek insanlar...
Yeter ki inandırıcı olsunlar.
Pazar günü iki kez üzüldük.
Su bastı; esnafımız adına, ilçemiz adına üzüldük.
Olaya sağduyulu değil de partizanca bakanlar adına üzüldük.
Emin olun bazıları o anda bizi bile gerdiler.
Bizi gerenlerin, duruş yerlerine münasip biçimde konuşmaları yok mu?
Yerel iktidarı da, yerel muhalefeti de!
Kirlilik diz boyu!
Esnaf can derdinde, onlarsa post.
Esnaf yalnız, derdini kime anlatsın?
Her yağmurdaki tedirginliğini, korkusunu ve çaresizliğini!
Günün nüktesi yine bir esnaftan...
“Binlerce TL verip araba almak yerine, birer kano mu alsak?”
Çözüm dedik de...
Su baskınlarını derelerin üzerinin kapalı olmasına bağlayanlar, yanılıyorlar.
Derelerin üzeri açıldı ve su baskını tekrar oldu.
Üstelik son bir ay içerisinde iki kez!
O zaman eksiklik veya hata nerde?
Sorunun cevabı, çözüm oluyor!
Beşikdüzü, dere yatakları üzerinde kurulmuş.
Şehrin içinde kapanmış ve üzerinde binalar olan bir dere var...
Bu ortamda gelin çözümü siz üretin!
Aslında çözüm dilimin ucunda.
Varsın birilerine davetiye çıkardığımızı söylesinler.
Beşikdüzü’ne “Kentsel Dönüşüm” şart!
Bir soru da biz soralım.
Beyin cimnastiği!
Çenesiyle düşünenlerden fırsat kalırsa ...
Düşünenler ve düşünmeyi sevenler için.
Derelerin üzerinin açık olmasının eksik kalan tarafı ne olabilir?
Teknik konular bizi aşar.
Ama görünen köy kılavuz istemez.
Yağmur yağıyor ve sular derelere değil boşa akıyor.
Açılan derelerden akan su boyu ise abartmıyoruz sadece diz boyu.
Dört günde umarım pazar günü yaşanılanları unutmamışızdır.
Unutan varsa biz buradayız, hatırlatırız!

Bu sorunu kimse de siyasallaştırmasın!
Hiç kimseye faydası olmaz!
Her zaman ki kısır döngü içinde hareketle soruna çare bulamayız.
Yıllardan beri söylüyor, yazıyor ve çiziyoruz...
Bu şehirde henüz ”şehir kültürü” oluşmadı!
Bu kültürü oluşturmak için şehir konseyi şart!
Kaymakamlık, Belediye Başkanı, BMYO, sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar...
Acil eylem planı oluşturmalı ve çözüm üretmeli!
Bakın o zaman su baskını veya diğer sorunlar kalıyor mu?
Yeter ki herkes elini taşın altına koyabilsin!
Yeter ki herkes sorumluluk bilinciyle hareket etsin...
İzin verirseniz yazımızı, durumu özetleyen bir maniyle bitirelim...
Çarşıyı su bastı, esnaf perişan,
Çözüm yoktur, çoktur konuşan,
Böyle bir ortamda nasıl söyleyip yazan,
Her yağmur yağanda, esnafım isyan!

NOT: Yomra’da başta olmak üzere Trabzon’un diğer ilçelerinde olan sel taşkınları için vatandaşlara geçmiş olsun diyor, hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına baş sağlığı diliyoruz!