Birileri paçamızdan tutmuş bizleri bir yerlere sürüklüyor. Bence o birilerinin kökü dışarıdadır. Her dönemde ülkemiz ne zaman toparlanmaya, ulusal gelirimizi artmaya başladığında  her zaman sorun yaratılmıştır.
Ülkemizin üzerinde karabulutlar dolaşmaktadır bugünlerde. Biz aydınlık bir Türkiye ve çağdaş bir yaşam tarzı beklerken birileri bizi çıkmaz sokağa sürüklemektedir.
Bugünlerde ülke insanı bir adım ötesini görememektedir. Üreticisi, tüketicisi, dışsatımcısı, iç alımcısı yarından emin değildir. Emeği ile geçinen insanlar, eşitlikçi, ayrıcalıksız, sömürüsüz ve daha önemlisi katkıcı bir toplum oluşturmak istemektedirler. Düzeni bu yönde planlamak isteyen  bazı siyasi güçler, emeğe saygı duymak ve onların sesine kulak vermek zorundadırlar.
Ortadoğu kan ağlıyor. Sınıfsal ayırımlar, din, mezhep farklılıkları bunun ötesinde ırkçı yaklaşımlar körüklenerek sınırımızı ateş topu haline getiriyorlar. Bu oluşum, hem yönetim kadromuzu hem de biz vatandaşları olumsuz düşünmeye zorluyor.
Evet, 10 bin km uzakta olan bir ulusun Ortadoğu’da işi ne? Türkiye’nin kuzeyinde oluşan dev bir ülkenin uçaklarının hava sahamızda ve onun ötesinde Ortadoğu topraklarında ne aramaktadır? Cezayir, Libya, Mısır, Irak ve Suriye, ötede Afganistan hatta Pakistan gibi İslam ülkelerinde ne arıyorlar? Şu anda oralarda yaşayan insanlar geçmişe göre daha mı iyi koşullarda yaşıyor? Ekonomik oluşumları, sosyal hakları, insanca yaşam sürmeleri geçmişe göre daha mı iyi oldu? Bu sorular çoğaltılabilir.  Alınacak yanıt ise olumsuz olacaktır.
Bu soruların yanıtı ne biliyor musunuz o bölgenin yer altı zenginlikleri. Kimse kimseye özgürlük götürmüyor, kimse kimseye daha iyi yaşam koşulları sunmak için çaba göstermiyor. Devlete baş kaldıran terörist örgütlere silah sağlamak silah tüccarlarının işine geliyor. Kendini savunmak zorunda bırakılan devletlerin bütçesinin çoğu silah alımına gidiyor ve orada yaşayan insanlar daha da fakirleştiriliyor.
Rusya ile ilişkilerimiz bozuldu. Her iki lider, kendi toplumlarına oynuyor. Sokak kabadayıları gibi birbirlerine meydan okuyorlar sanki. Diplomatik üslubun yerini sıradan söylemler alıyor. Devlet adamlığı zor anda ortaya çıkar. Ülkesinin çıkarını ön plana çıkararak, barış arayışı içine girer. Dostluğun zedelenmesine izin vermez.
Bizim Rusya ile ikili çıkarlarımız vardır. Ülkemizde üretilen yaş sebze için Rusya küçümsenmeyecek ölçüde bir pazardır. 1 Ocak tarihinden itibaren uygulanan yasak, çiftçimiz için zarardır. Doğal gaz gibi gereksinim, turistik oluşum gibi gelir kaynakları da göz önüne getirilirse karşılıklı gerginliğin bir an önce sonlandırılmasında yarar vardır. Bugünkü iktidarı oluşturan güçler ve muhalefet, siyasi çıkarlarını bir kenara itip, ülke çıkarını öne çıkarmalıdırlar. Bu ulusal bütünlükle olur.
 Unutulmamalıdır ki Anadolu halkı ülke çıkarı için ırk, din farkı gözetmeksizin birçok kez bütünleşmiştir ve yine de bütünleşmelidir. Yeter ki liderlerinde bu iyi niyeti görsün.