Trabzon’da planlanan şeyler istendik ölçüde ilerlemiyor. Genel bütçeden gelen payın planlanan şeylere yetmediği de bir sır değil.
Bakınız yakın zamanda etrafı dolduran sesler “Üç kavşağın acil şekilde yapılıp hizmete sokulacağı” şeklinde etrafımızda çınlıyordu.
Ne olduysa hem devlet kanalında hem de halk tarafında bir derin sağırlık peyda oldu.
2018’de biteceği söylenen bu üç kavşak sadece şayiasıyla kalakaldı.
Kavşakların yapılacağı güzergâh üzerinde yer alan binalar satılığa çıkarıldığında ‘Burada kavşak yapılacak’ gerekçesiyle müşteri yanaşmıyor.
Mal sahipleri de işin netleşmemesinin faturasının kendilerine kesildiğinden yakınıyor.
Ama seslerini kimse duymuyor.
Üç kavşağı tekrar isimleriyle netleştirelim ki meseleden haberi olmayanlar yazının temasına mutabık olabilsin.
Bu üç kavşak; Değirmendere kavşağı, Fatih Eğitim kavşağı ve Haçkalıbaba kavşağıdır.
İkisi direkt İstanbul yolu üstünde biri de yandan eklemli.
Sonuçta bu üç kavşak sahildeki trafik akışkanlığını hızlandıracak diye umularak tasarlanmış kavşaklar.
Peki akışkanlık hızlanır mı?
Bir nebze rahatlık sağlar ama asla kalıcı çözüm olmaz.
Trabzon’un sahil akışkanlığı hızlandırılacaksa lami cimi yok sahilden yeni bir yola ihtiyaç var.
Dört gidiş dört gelişli bu yeni yolun hemen paralelinde bir de raylı sistem ilavesi gerekli. Bu şekilde tezyin edilmiş güçlendirilmiş yepyeni bir projeye geçilmeden önerilen her proje hayali olmaktan öte bir çözüm getirmez kanaatindeyim.
Sahil yolu Yomra’dan başlayıp Akçaabat Rahman Camii’ne bağlanacak şekilde iki yıllık bir planlamayla pekâlâ bitirilebilir.
Tabii güzergâhta bazı sorunlar olsa da onlar da aşılmayacak sorunlar değil.
Trabzon Limanı ve Akçaabat Balıkçı Barınağı gibi iki engelin varlığını biliyorum. Bunlar daha deniz içine doğru çekilebilir. Hem daha büyük bir limana kavuşuruz hem de yüzmekte kullanamadığımız denizimiz bir işe yaramış olur.
“Kuzeyden bir çevre yolu çözüm olmaz mı” diye soran okurlarım olabilir.
Bu soru haklıdır. Cevabı da “Çevre yolu da elzemdir, hemen başlamalıdır ama asla tek başına bir çözüm sağlamaz” şeklindedir.
Neyse biz yazalım, yapılır yapılmaz ona karışmayız.
Bilim insanlarının ‘hayırcı olanları’ biliyorum bu görüşe karşı çıkacak.
Onlar sadece karşı çıkmakla kifayet etmesinler kendi çözümlerini kamuoyu ile paylaşsınlar.