‘yağmur yağar taş üstüne…’

ne güzel bir türkü-eskişehir yöresine aitmiş

bilmiyordum

sanki yağmurun eksik olmadığı trabzon’a ait olsaydı daha iyiydi

yüreğine işliyor ciğerini deliyor insanın

4-5 yaşlarında yeni konuşmayı öğrenmiş bir çocuğun söylemesi de bambaşka

sevimli mi sevimli tam ısırmalık

*

ben türküleri severim

her ne kadar sesim karga gibi çıksa da kendi kendime söylerim

hiçbir şey yapamazsam karga gibi gaklayacak yerde ıslık çalarım

öyle böyle değil

severim çünkü türküler anadoludur

durduk yerde yakılmayacak kadar gerçektir nahiftir

yaşanmışlıktır

acıdan beslenmiş ağıttır

umuttur hep geleceğe sarkar

erdemdir hep şahan gibi meri kekliğim yükseklerden seslenir

savılamayacak onca yaraya rağmen

katlanılandır

insanın insana tahakkümüdür

*

hani diyordu ya neşet ertaş;

“nerede bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur

çünkü kötü insanların türküleri yoktur.”

*

oysa şimdilerde her ağız türkü söylemeye başladı

o ağızlar türkü yerine kin kusuyor  halkına

o ağızlar türkü söylerken yoksulluktan kırılıyor halkı

o ağızlar hiç kimseyi görmüyor kendilerinden başka

kulak tıkıyor artık her sese her çığlığa

binlerce insan mahpushanede

binlerce liyakatsiz ehliyetsiz kişi ülke yönetiminde

çünkü yediği önünde yemediği ardında olsa da

yine de çocuklarınıza türkü söylemeyi öğretin

çünkü türküler olmasaydı çekilmez olurdu bu dünya

..

ortahisar