22-26 Aralık 2015 tarihleri arasında Ordu ilimizde yapılan Türkiye Ferdi Boks Şampiyonası'na yurdun çeşitli illerinde 116 sporcu katılmıştır.
Söz konusu şampiyonada 1., 2. ve ileriye dönük ümit vaat eden sporcular bilahare açılacak olan milli takım kamplarına çağırılacak olup, sonucunda A-Boks milli takım iskeleti oluşacaktır.
Ordu'daki Türkiye şampiyonası hakkında edindiğim bilgiye göre, yabancı boksörlerin ağırlıkta olduğudur. Geçmişte olduğu gibi bugünün yetkilileri de günü kurtarmak için, yabancı ülkelerden sporcu transferi yaparak, Türk boksunu ayakta tutmaya çalışmaktadırlar.
Türkiye içinde yabancı sporcu oynatmayı anlarım. Hiç Türk olmayan sporcu milli takımlarda, Türk milletinin arkasında olduğu, Türk bayrağını göndere çektirmek ve İstiklal marşımızı dünya devletlerine dinletme heyecanı duymaları mümkün değildir. Onlar, -yabancı sporcular-, alacağı ücreti bilir.
Enteresandır; transfer edilen yabancı sporcuların kamuoyunda yabancı olduklarını gizlemek için, bakınız başvurdukları yönteme; bazı belediye başkanlarının adı soyadları, Boks Federasyonu Başkanı adı soyadı sporculara verilerek yabancı oldukları kamufle edilmeye çalışılmaktadır.
Yanlışa bakın ki; Türkiye'nin hemen hemen her yerinde antrenörler varken, onları yetiştirip , onlarda sporcu yetiştireceğine yabancı sporcuları ülkemize transfer edip alttan gelen sporcuların önü kesilerek, Türk boksunu kurtarmaya çalışmak göz boyayıp palyatif tedbir almak demektir. Bu yanlış uygulama neticesinde birkaç seneden beri çöken Türk Boksu daha da derinlere gitmesine ve nihayet sıfır değil çukur olmasına sebep olmaktadır.
Türk Boksunun kalkınabilmesi için, kişisel çıkarlar ön planda tutulmadan Türk çocuklarına gereken önem verilerek, onları her türlü antrene edecek antrenörler yetiştirip, böyle yabancıya bel bağlayarak değil, kendi öz çocuklarına değer vererek onlarla Türk Boksu kurtulabilir.
Bir önemli yanlış uygulama da şu; maalesef Federasyon Başkan seçimlerinde adaylar Türk Boksunu kurtaracak stratejiler geliştirmek yerine, onlar şu yönteme başvurmaktadır; İllerdeki antrenörlerin her birine birkaçar kulüp kurmaları neticesinde seçimlerde onların oyunu alarak ve başkan seçilerek, antrönerler bilsinler bilmesinler milli takımlarda görev verilmektedir.
Oysa her işte olduğu gibi bilim de , bilgi de, eğitim de boksun olmazsa olmazlarındandır. Zira, insan anatomisi eğitilmektedir. Kulüp kurdurulan antrenörlerin hiçbir liyakatına bakılmaksızın onlara milli takımlarda görev verilmektedir.
Tekrar etmek gerekirse, bu yanlış uygulama neticesinde Türk Boksu sürekli irtifa kaybetmektedir. Gençlik ve Spor Bakanımızın, bu yanlış uygulamalara bir dur diyeceğine inanarak, biz spor adamları olarak bu olayların takipçisi olacağız.