AMATÖRLERİN CANI CEHENNEME!

Profesyonel futbolun içinde adeta öyle bir dehlize düşüp kaybolduk ki, amatör sporlarla, onların sorunlarıyla ilgilenmeyi neredeyse gereksiz saymaya başladık. Bu benim kendi adıma özeleştirimdir. Ne yazık ki Türkiye ve Trabzon’da amatörler medya tarafından adeta yok sayılıyor. Trabzon özelinde de ne gazeteler, ne siteler, ne televizyonlar onların gerçek sorunlarını gündeme getiren, çözüm için çaba harcayan, yetkilileri hedef yapan haberlere neredeyse hiç rastlamadım. Kendi olanaklarıyla, yetenekleriyle zirveye çıkanlara haber yapmayı, onları vitrine çıkarmayı gazetecilik saydık.

Oysa o zirveye bizim de desteğimizle çıkmaları gerekir amatör sporcuların ya da kulüplerin…  Acı ki, zirveye çıktıkları engebeli ve dikenli yollarda bir tek küçük çakıl taşını bile önünden kaldırmadığımız başarı timsali gençlerin yarattığı büyük fotoğrafta kendimize de bir yer edinmenin çabasını gösterdik. Oysa o başarı merdivenlerinin doruğuna kendi çabalarıyla çıkanların o zirvede artık bize ihtiyacı yoktur. Ama nemalanma yarışının içinde kendimize bir kulvar açmanın yolunu hep bulduk. Zayıfların güçlenebilmesi yolunda adım atmayı bırakın, sadece güçlülerin soytarılığını yaptık medya olarak…

TÜM KULÜPLERE DEVLET  EKONOMİK YARDIM YAPARDI

Yaşı kemale ermiş olan ve hem okul, hem de amatör kulüp sporlarıyla uğraşanlar AKP’den öncesini çok iyi bilirler… Benim gençlik yıllarımda amatör kulüplerin 5 branşta faaliyet göstermesi zorunluydu. Bu 5 branşta faaliyet gösteren kulüplere devlet tarafından yardım yapılırdı. Birçok kulüp bunu istismar ederdi ya… Yani bir sporcuya 5 branşta lisans çıkarıp, onu iliklerine kadar sömürürken, devletten de yardımı almayı ihmal etmezlerdi. Bu ayrı işlenmesi gereken bir konu da devlet en azından amatör kulüplerin gelişmesi, gençlere spor yaptırması için önemli çabalar gösterirdi.

Bulundukları illerde şampiyon olan ya da il dışında temsil hakkı kazanan kulüp ya da okullara Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü veya Milli Eğitim Bakanlığı tarafından harcırah verilirdi. Kafilede yer alacak sporcu ve yönetici sayısına göre bu harcırah belirlenir, peşin olarak ödeme yapılırdı. Amatör sporcunun ve sporun bir değeri vardı. Biz de gazeteci olarak amatör faaliyetleri gazetelerimizin ana spor sayfalarından verirdik. Trabzonspor’a 20 haber yapma telaşımız yoktu. Tüm sporlar sayfalarımızda yer alırdı. Aynı zamanda sorunlarını irdeler, bunların yetkililer tarafından çözülmesi için gece gündüz çalışırdık. Amatör sporcu, teknik adam ya da yönetici-başkan profiline sahip kişilerle neredeyse yatıp kalkardık!

ADIM ADIM UNUTULMAYA  MAHKUM EDİLDİLER

Sonrasında devlet adım adım amatörü unutulmaya terk etti. Yardımları kısmaya başladı. Harcırahları azalttı. Bunlar olurken, ülkede sözde spor gazeteleri çıkmaya başladı. Bu gazetelerin ana görevi Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve bir ölçüde de olsa Trabzonspor’da hangi futbolcunun kılının dönmesini bile manşetine taşıyıp, ülke sorunu haline getirmekti. Onlar böyle yapınca, siyasi gazetelerin de spor sayfaları 3 büyüklerin egemenliği altına girdi. Trabzon’da ise neredeyse Trabzonspor dışında hiçbir sorun kalmamıştı. Hani gazetelerin elinden gelse tüm haberleri Bordo-Mavi renkler üzerine kurgulardı.  Bırakın amatörlerin sorunlarını, faaliyetlerini yansıtmayı, ülke, bölge ve kent sorunları dahi bir kenara itildi.

En başarılı siyasetçi, ismi en çok Trabzonspor ile anılan isimler kabul edildi. Onlar hem Trabzonspor’u, hem medyayı arka bahçeleri haline getirdiler. Türkiye’de ya da Trabzon’da kurulan ve amacı amatör spora hizmet olması gereken dernekler sadece kendi varlıklarını sürdürme, bir takım kişilere vitrin olma görevi üstlendi. Bu arada Turgut Özal ekonomik modelinin spora yansımasının sonuçları alınmaya başlandı. Naim Süleymanoğlu ile başlayan devşirme yabancı sporcular Türk vatandaşı yapıldı. Onların dünya ölçeğindeki başarıları sanki bu ülkenin bir başarısıymış gibi yansıtıldı.

BETON YIĞINI VE DEVŞİRME  SPORCUYLA ÖVÜNEN SİYASİLER

Amatöre yardım kısıtlandıkça kısıtlandı. Hem amatör kulüp yöneticileri, hem okul sporlarıyla ilgilenen okul müdürleri, beden eğitim öğretmenleri ve okul aile birliği üyeleri adeta iş insanlarının kapılarında dilenci haline getirildi. Devleti yönetenler, devşirme sporcuların başarılarıyla birlikte medyaya poz verirken ve kentleri 40 bin, 50 bin, 60 bin kişilik statlarla doldurup, beton yığınlarıyla övünürken, amatör can çekişme noktasına geldi. Siyaset sporu tamamen yabancılaştırıldı. Kendi insanını dışlayan bir hale getirdi. Okul sporlarıyla uğraşanlar angarya ile uğraşmakla suçlama noktasına gelindi.

Anne-babalar çocuklarının spor yapabilmesi için çırpınırken, devleti yönetenler, bunları iş insanlarının insafına terk etti. AKP döneminde bu süreç daha da hızlandı. Bir yandan özellikle 3 büyük kulüp ve devşirme sporcularla elde edilen başarıların yanında beton yığınlarıyla hava atılırken, amatör kulüplerin, okulların spor yapacakları alanlar daraltıldı. Sokak sporu yok edildi. Çünkü her boş araziye devasa binalar dikildi. Tesisler yaygınlaştırılmadı. Sadece belli merkezlere toplandı. Köylerde, ilçelerde sağlıklı bir şekilde sporla uğraşmak adeta olanaksızlaştı.

AMATÖR SPORU YOK EDİN,  PSİKOPAT GENÇLİĞİN ÖNÜNÜ AÇIN!

Ve gelinen noktada artık bir amatör kulüp ya da okul, her hangi bir spor dalında il şampiyonu olduğunda yöneticileri kara kara düşünme noktasına geldi. Çocuklara, şampiyon olmaları halinde ancak başka bir kentte maç yapmayı ödül olarak koyan yöneticiler, antrenörler, öğretmenler, Gençlik ve Spor, Milli Eğitim, Valilik, Belediye kapılarını aşındırıp, ya otobüs, ya para yardımı talep etmekle günlerini geçirme noktasına geldiler. İnanın birçoğunun yüzü kızarıyor. Hele iş insanlarından yardım dilenmek zorunda kalmaları yok mu? Her birinin onurunu zedeliyor.

Bu gidişin sonu nereye varacak?

Bir süre sonra spor aşkıyla tutuşan bu insanlar da kaybolup gidecek. Geriye psikopat bir gençlik kalacak anlaşılan… Sanırım ülkeyi yönetenlerin de istediği bu olsa gerek… Kendi çocukları için ülkenin kaynaklarını tüketmekten çekinmeyen, güçlünün hukuku için var gücüyle çalışanların nasıl bir vicdan taşıdıklarını doğrusu merak ediyorum. Rahat yaşamları için her türlü kaynağı yine bu halkın ürettikleriyle yaratan devleti yönetenlerin ülkenin gençlerinin sağlıklı bir şekilde spor yapmasının önündeki engelleri kaldırmamasına, onların bu tutumuna karşı en küçük bir tepki koymayan medya ve topluma ne demeli?

Yazıklar olsun!!!